Dijitallab: Performans
Dijitallab: Performans Projesi, dijital dramaturji ve dijital teknolojilerin gösteri sanatlarındaki kullanım biçimi ve imkânlarını araştırmak üzere, altı aylık bir proje olarak tasarlandı ve Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı tarafından desteklendi. Proje kısa vadede, gösteri sanatları alanının dijital ve melez performansa dair bilgi birikimini arttırmayı ve yeni medya alanı ile gösteri sanatları alanı arasında sürekli bir iş birliği geliştirmeyi amaçlıyordu. Uzun vadede ise, Dijitallab Performans – Dijital Sanat Platformu başlığı altında kurumsallaşarak, üreteceği projeler aracılığıyla, dijital ve hibrit performans konusunda sürdürülebilir araştırma ve üretimi teşvik etmeyi hedefliyor.
Küratör: Şule Ateş | |
Proje Asistanları: İrem Uyum, Emre Aymelek | |
Danışmanlar: Asım Evren Yantaç, Ekmel Ertan, Melis Bilgin, Miran Bulut, Oğuz Turan Buruk, Oytun Kal, Seda İlter, Şima Uyar | |
Katılımcılar: Bora Aksu, Burcu Nimet Dumlu, Büşra Serdar, Ece Zeynep Taşkın, Elif Ceren Bodur, Ege Yelken, Emre Aymelek, Gizem Yılmaz, Gülşah Dim, İpek Kuran Yıldırım, İrem Uyum, İrem Yağmur Cebeci, Mine Söyler, Yusuf Onur Aydın, Zeynep Burcu Kaya | |
*Başak Ağın’a, Gülşah Çobanoğlu’na, Barbaros Günay’a ve Şafak Topçu’ya katkıları için teşekkür ederiz. |
Gösteri Sanatlarında Anlatı Kurmanın Dijital İmkanları Üzerine Bir Araştırma
Dijitallab: Performans projesi, Nisan 2021’de, kamuya açık bir dizi seminer programıyla başladı. Bu süreci, araştırma için ön hazırlık olarak da düşünebiliriz… Haziran ortasında da 8 danışman ve yaptığımız açık çağrıya gelen 96 başvuru arasından seçtiğimiz 22 katılımcıyla beraber, 30 kişilik bir ekip olarak Laboratuvar sürecine geçtik.
Süreç başladığında, fiziksel mekânla dijital ortamı birleştiren hibrit bir performans tasarlayacağımız dışında hiçbir şey bilmiyordum. Geri kalan her şeye laboratuvar sürecinde, ekiple birlikte adım adım ilerleyerek karar verdim. Bu çalışma, hibrit ya da dijital bir performans araştırması olmanın yanı sıra, bir ‘’Devised Theatre’’ çalışması oldu aynı zamanda… Ortak yaratıma alan açmak için ciddi bir çaba harcadım.
Süreç içinde, Posthümanizm ile Biyosemiyotik kuramlarından ilham alan hibrit bir performans tasarımı üzerine çalışmaya karar verdik. Seyircinin fiziksel bir coğrafyada, bir rota üzerinde hareket ettiği ve bu rota üzerindeki çeşitli mekânlarda, artırılmış gerçeklik (AR) ya da sanal gerçeklik (VR) uygulamalarıyla karşılaşacağı bir performans deneyimi tasarlamak üzere çalıştık. Süreç içinde, Beyoğlu ve Sultanahmet olarak iki ayrı rota ortaya çıktı ve bu iki ayrı rota üzerine yerleştirilecek tasarımlarla ilerleyecek bir anlatı yapısı oluşturduk.
Özellikle Beyoğlu için, ‘Dijital Hafıza Müzesi’ fikri ağırlık kazandı. Son yirmi yılda, bilinçli bir şekilde silinen Beyoğlu hafızasını, teknoloji aracılığıyla geri çağırmayı hayal ettik. Kapanan mekânları, kaybolan insanları, sesleri, kokuları, geçici bir süre için de olsa geri çağırabilir ve hatırlayabilir miyiz? Çünkü Ekofeminist yazar Donna Haraway’in dediği gibi, ‘Hatırlamak direnmektir.’’
Yaklaşımımızı, Matrix içinde görünmez olanın, duyulur olmayanın ve ötekileştirilenlerin hikâyelerinin, teknolojinin imkânlarını kullanarak, görülmesini ve duyulmasını sağlamak şeklinde özetleyebilirim. Mekânlara, insanlara ve insan olmayanlara dair hikâyeler kurguladık, kısa metinler yazdık, tasarımlar geliştirdik ve bir anlatı yarattık.
Seyirci ya da daha doğru bir deyimle performansa ‘katılan’, performansı ‘deneyimleyen’ kişi, rota üzerinde ilerlerken, bu anlatıyla telefonuna indirdiği bir aplikasyon üzerinden ilişkileniyor. Yani bu performans, katılan kişinin fiziksel ortamda oynadığı bir oyun aynı zamanda… Katılımcı/kullanıcı, oyunu fiziksel olarak günümüz Beyoğlu’nda oynuyor fakat oyun ve hikâyeler kullanıcıyı farklı yılların, 20’lerin, 50’lerin, 90’ların Beyoğlu’na taşıyor.
Birkaç farklı avatarımız (karakterimiz) ve her avatar için farklı zaman ve rota seçeneklerimiz var. Böylece örneğin, tekerlekli sandalyedeki birinin Avatarını seçtiğinizde, o kişinin gözünden ya da bir anlamda ‘bedeninden’ deneyimliyor olacaksınız kurguyu. Aplikasyon, buna uygun görevler ve engeller verecek kullanıcıya.
Aplikasyonu, dört aya uzayan laboratuvar sürecimiz sırasında, Evren Yantaç’ın başında olduğu bir ekiple tasarladık. Şu anda, Koç Üniversitesi – KARMA Gerçeklik Laboratuvarı bünyesinde, Evren Yantaç tarafından oluşturulan bir yazılım ekibi, bu aplikasyonun yazılımı üzerine çalışıyor. Yani, Dijitallab: Performans’ın laboratuvar sürecinde tasarladığımız hibrit performansın prodüksiyonu üzerine çalışmaya devam ediyoruz fakat prodüksiyonu bütçesiz yapmak pek mümkün görünmüyor. Çünkü AR ve VR tasarımlar için profesyonel bir çalışma süreci gerekiyor. Bu nedenle uygulamaya geçmek için prodüksiyon bütçesi arayışındayız.
Fakat diğer yandan, Dijtallab: Performans projesinin araştırma sürecini de bir sunumla tamamlamak istiyoruz. Bu nedenle elimizdeki fikirleri, zoom üzerinden sunabileceğimiz bir performansa uyarladık. Projenin çıktısı olan zoom Performans için avatarlarımızdan biri olan Latif’i seçtik ve Latif’in rotasını, onunla birlikte yürüdüğümüzü düşündük.
Laboratuvar sürecinin çıktısı olan bu sunumun yanı sıra, projenin seminer ve laboratuvar süreci videolarının tamamına Cihangir Akademi’nin Youtube kanalından ulaşılabilirsiniz.
Bu yazı TEB Oyun Dergisi’nin 42. sayısında “Pandemi ve Dijitalleşen Tiyatro dosyasında yer almıştır. Sayının tamamını indirmek için tıklayınız.
“Pandemi ve Dijitalleşen Tiyatro” dosyasının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.