3. Kaş Tiyatro Günleri Ekimde Başlıyor!

Geçen sene 20-24 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen Kaş Tiyatro Günleri bu yıl üçüncü edisyonunu yapmaya hazırlanıyor. Kaş Çevre ve Kültür Derneği ev sahipliğiyle düzenlenen Tiyatro Günleri’nin direktörlüğünü geçtiğimiz iki yılda olduğu gibi dernek başkanı Ahmet Murat Akoy yapıyor. Programın içerik tasarımını ve sanat yönetmenliğini ise 90’lı yıllardan beri deneysel tiyatro ve performans çalışmalarıyla öne çıkan ve 2023 yılında yaptığı Ucubeler Sirki adlı performans araştırmasıyla dikkat çeken yönetmen Şule Ateş yapıyor. 

Kaş Tiyatro Günleri, zaman içinde bağımsız sanatçı ve toplulukların üretimlerini bir araya getiren bir organizasyon olmayı, yerelde gösteri sanatları için kültürel bir iklim ve altyapı oluşturmayı ve İstanbul gibi büyük şehirlerde üretim yapmakta zorlanan performans sanatçıları için bir alan açmayı hedefliyor. Bu yüzden, güncel tiyatro ve dans alanına yeni katılmış genç sanatçı ve grupların performanslarını, çocuk ve gençlik oyunlarının iyi örneklerini programa dâhil etmeyi ve yereldeki sanatçılar ve halkın desteğiyle katılımcı performanslar üretmeyi önemsiyor. 

18-19-20 Ekim 2024 tarihleri arasında üçüncüsü düzenlenecek olan Kaş Tiyatro Günleri’nin bu yılki programı davet edilen tiyatro oyun sayısındaki artış, oyunların türü, seyir mekânlarındaki çeşitlilik ve festivalin bölgeye yayılımıyla dikkat çekiyor. Helenistik dönemden miras, iki bin yıllık tarihiyle denize karşı konumlanmış üç bin kişilik oturma kapasiteli Antiphellos Antik Tiyatrosu’ndan Çukurbağ Köyü’nde yer alan metruk ilkokul binasına, okulun bahçesindeki küçük amfi tiyatrodan Kaş’ın gözde kafe ve barlarına kadar pek çok mekânda oyunlar sahnelenecek. Bu yıl için seçilen işler arasında İstanbul’un bağımsız tiyatrolarından şu oyunlar yer alıyor: İklim krizine karşı çaresizliğimizi ve tepkisizliğimizi İstanbul’un bir kentsel dönüşüm mahallesinden anlatan Tek Kullanımlık Hikâye, Mek’an Sahne’nin sokağa ve alt kültüre özgü seyirlik biçimleri çağdaş hikâye anlatıcılığıyla yorumladığı oyunlarının şimdilik sonuncusu olarak Dansöz, Ferdi Çetin’in yas, sanat ve aile temaları etrafında anlatılamayanların izini sürerek farklı yazma ve anlatma biçimlerini iç içe geçirdiği melez oyunu Annemden Kalan Gül Ağacı Masanın Üzerinde Çaydanlık Beyaz Bir İz Bıraktı,  İstanbul’un yakın tarihine özgü mekânları ve bu mekânlarda yiten hikâyeleri yeniden canlandıran Monologlar Müzesi Yuvakimyon, anlatı tiyatrosunun bu sezon dikkat çeken örneklerinden Mahallemiz Eşrafından ve son olarak, yıllar sonra bir babanın kaybı etrafında toplanmış üç kız kardeşin hayal kırıklığı, özlem ve umutlar etrafında buluştuğu İki Kent Arasında Bir Bar Masası’nda oyunu. Bu yıl festivalin bir yeniliği de programda çocuk ve gençlik oyunlarının yer alması. ODTÜ Oyuncuları kökenli Boş Sahne’nin Çimidi, Çalgıcı Gülali ve AbZU oyunlarını izleyecek Kaş’ın çocukları çok şanslı! Kaş merkezden Çukurbağ köyüne kadar genişleyen program gelecek yıllarda civar köylerde de gösteriler yaparak çocuklar ve gençleri daha fazla oyunla buluşturmayı şimdiden hedefine koymuş. 

VOYN! Parkur performansı.

Geçtiğimiz yıl Kaş Tiyatro Günleri’ne ekoloji odaklı bir konuşma ve sunum performansımla davet edilmiştim. Kaş Tiyatro Günleri’ne katıldığımdan beri festival buluşmalarının yeni biçimleri üzerine daha çok düşünüyorum. Bu esini veren, şüphesiz Kaş Tiyatro Günleri’nin çalışma biçimi ve ekibin geçen sene yaptığı iş birliklerle ortaya çıkan birlikte düşünme, tartışma ve diyalog ortamıydı.  Kaş Çevre ve Kültür Derneği “yerelin özelliklerini ve özgünlüğünü yaşatmayı, kentin tüm doğal, tarihi ve kültürel değerlerinin korunup gelecek kuşaklara aktarılmasını, sürdürülebilir yaşam ve döngüsel ekonominin gerçekleştirilmesi yoluyla ekosistemlerin ve yaşamın korunmasını amaçlayan” bir oluşum. Bu doğrultuda kültür sanat etkinlikleri gerçekleştirerek bölgede sanatsal üretimin ve tiyatronun yerleşmesini umut ediyor. Özellikle tiyatro aracılığıyla yaratılacak bir toplumsal dönüşüme inandıkları için hem bu  festival hem de festival kapsamındaki iş birlikleri ayrıca çok önemli. 

Geçtiğimiz sene Kaş Çevre ve Kültür Derneği, yine Kaş’ta yer alan Genedos Kooperatifi’yle iş birliği yaparak bu kooperatifin öncülüğünde başlatılan açıkAlan adlı, CultureCIVIC Kentler Arası Ağ Geliştirme hibe programı destekli bir programa yer açmıştı. “açıkAlan”, ekoloji odağında kamusal ve katılımcı performans biçimleri üzerine düşünen bir eğitim ve tasarım projesi.  Antalya’nın Kaş, İzmir’in Bergama, Rize’nin Hemşin bölgeleri ve bu bölgelerin ekoloji ve kültür sanat oluşumlarının iş birliğyle ortaya çıkan bir program: Kaş Tiyatro Günleri kapsamında Şule Ateş’in tasarım ve yönetiminde, Kaş’ta yaşayan ve farklı alanlarda üreten çok sayıda sanatçıyı bir araya getirerek hazırlanan Voyn! (Voyn: Kaş’ta bir seslenme biçimi) adlı katılımcı “parkur performansı”, adı geçen şehirlerdeki ekolojik sorunlarla ilgili bölge insanıyla yapılan görüşmelerden hareketle hazırlanan VideoArt gösterimleri, Kaş ve civarında bölgenin gençleriyle çalışan Şule Ateş’in katılımcı performans tasarımları… 

Bunlara, birçoğu akşam sekizde Antik tiyatroda sahne alan tiyatro oyun programına paralel olarak akan ekoloji odaklı konuşmalar, sunum ve performanslar, bu tür iş birliklerinin yerelde nasıl sürdürülebileceğine dair yapılan panel tartışmaları, çember buluşmaları eklenince ortaya çıkan zihin manzarası festival buluşmalarının yereldeki yeni biçimlerine çok güzel bir örnekti: Farklı şehirlerden bir araya gelen düzenleyici ekiple, özellikle açıkALAN bileşenleri ve takipçileriyle her fırsatta bir araya gelmek, birlikte yiyip içilen uzun sofralarda deneyim paylaşmak, hemen her etkinliği merakla takip eden geniş bir dinleyici ve seyirci kitlesiyle bir arada olmak… İzlenecek bir oyun ya da hikâye olmaksızın belirlenen bir mekânda ve zamanda bir araya gelişlerimizin nasıl bir tiyatral ve performatif (eyleyici) gücü olduğunu merak eden benim gibi biri için Kaş Tiyatro Günleri oldukça öğretici ve ilham verici bir deneyimdi.  Bergama’dan, Hemşin’den, İstanbul’dan, Kaş’tan kültür sanat emekçileri ve katılımcılarıyla bir araya gelmek; özellikle açıkAlan’ın takipçileriyle antik tiyatroda her karşılaşmada biraz daha yakınlaşmak; birbirimize “voyn” diye seslenerek koca bir köyü bir performans boyunca karış karış dolaşmak; birkaç gün gibi kısa sürede birbirine hediyeler alıp şiirler okuyan, evlerini ve derdini açıp ağlayan gülen, neşeli, meraklı, duygusal ve empatik bir topluluğa dönüştüğümüzü görmek çok etkileyiciydi. Festivalin finansal bir kaynak ya da bir hibe olmaksızın, büyük oranda Kaş’ın esnaflarının desteğiyle gerçekleştiği bilgisi orada geçirdiğim dört günde unutamayacağım ve pek çok yerde örnek olarak anlatacağım bir deneyime dönüşecekti. Sürdürülebilirlik üzerine yapılan panelde dernek başkanı ve festival  direktörü Ahmey Akoy’un bu süreçte esnaftan gördüğü desteği anlatırken duygulanışı, o sırada Echo Bar’a sığışmış yaklaşık 60 kişinin aynı anda duygulanması demekti. Festival için davet edilen tüm tiyatrocular ve sanatçıların konaklaması, yeme-içmesi, yüzme ve dalma gibi turlu etkinlikleri bölgenin pansiyon, otel, kafeterya ve restoran sahiplerinin, bütçelerini sarsmayacak sayıda sanatçıyı ağırlamalarıyla mümkün oluyordu. 

Kaş esnafı ve bölge insanının kültür sanata desteği, konukseverliğiyle; Ahmet Murat Akoy, Şule Ateş, Aslınur Sarıca gibi kültür sanat üreticilerinin özverisi, hevesi ve gönüllü emeğiyle sürdürülen Kaş Tiyatro Günleri, bu yıl da benzer bir çaba ve destekle gerçekleşiyor. açıkALAN projesiyle denedikleri gibi, yerel sanatçılar ve halkın katılımıyla üretilecek ve Kaş’ın yerel değerlerine, kültürel mirasına odaklanacak katılımcı performanslara önümüzdeki yıllarda umarım daha çok yer verilebilir. Derneğin logosunda açan mor Likya Orkidesi’nin biricikliği gibi umarım Kaş Tiyatro Günleri de özenle korunup işlenir, yeni iş birlikleriyle güç ve canlılık kazanır ve bölgeden çıkacak tiyatro oyunları, performanslar, atölyeler, konuşmalarla sürdürülür. Yerel yönetimlerin, Kültür Bakanlığı’nın, CultureCIVIC gibi kültür sanat hibe programlarının ve tiyatrocuların böyle oluşumlara destek vermesi çok önemli, evet. Ne var ki, yerelde bir etkinliği köklendirerek sürdürmek, en çok da bölge insanının katılımı, desteği ve etkinliğe sahip çıkmasıyla mümkün. 

Her koşulda burada oluşan açık uçlu çemberin genişlemesi dileklerimle! 

Yazar Hakkında / Eylem Ejder

Lütfen birkaç kelime yazıp Enter'a basın

TEB Oyun sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin