Kürtaj Üzerine Bir Oyun- Hypothetical Baby 

Hypothetical Baby, Kanadalı beyaz bir kadın Rachel Cairns’in kendi kürtaj deneyimini merkeze alarak yazdığı ve oynadığı, belgesel tiyatro ve anlatı tiyatrosu özelliklerini harmanlayan tek kişilik bir oyun. Nightwood Theatre ve Howland Company ortaklığında sahnelenen oyunun yönetmeni Courtney Ch’ng Lancaster.

Cairns, kendi kişisel deneyiminden yola çıkarak çocuk sahibi olmak ya da olmamak üzerine verilen kararların ardında yatan yapısal mekanizmalar hakkında tartışma ortamı açıyor ve izleyiciyi, bireysel bir tercih gibi görünen bu kararın ardındaki ekonomik, toplumsal ve kültürel bağlamı fark etmeye davet ediyor. Kendi deneyimi aracılığıyla adil, eşitlikçi ve herkesin temel ihtiyaçlarının karşılanabildiği bir dünya fikrini tartışmaya açarak, bunu sağlayacak kolektif bir sorumluluğa dikkat çekmeye çalışıyor. 

Rachel, ekonomik ve kültürel gelişmişlik düzeyi yüksek, sevmenin her biçiminin kabul gördüğü, kürtajın yasal bir hak olduğu ve dünyanın en yaşanabilir ülkelerinden biri olarak kabul edilen Kanada’da yaşar. Toronto’da oyunculuk yapan ancak bu meslekten sürdürülebilir bir gelir elde edemediği için ek iş olarak ayakkabı boyacılığı da yapmak zorunda kalan bu genç kadın, Christmas (Noel) tatili için annesinin yanına Vancouver’a gitmeyi planlamıştır. Ancak uçağının kalkmasından bir gün önce, IUD (spiral) kullanmasına rağmen, bir ayrılıp bir barıştığı erkek arkadaşından hamile kaldığını öğrenir. Oyun, bu istenmeyen ve beklenmeyen hamileliği sonlandırma çabasıyla başlar ve sonrasında kürtaj meselesini karşı bakış açılarıyla irdeleyen ve çocuk sahibi olmama kararının ne kadar “bağımsız” bir karar olduğu konusunda tartışma açan bir yere evrilir. 

Fotoğraf: Dahlia Katz

Sahnenin merkezine yerleştirilmiş, yükseltilmiş bir platform üzerinde bir halı ve sandalye, platformun arkasında bir barkovizyon yer alır. Aksesuar olarak bir pike ve bir cep telefonu kullanılır. Genç kadın, Rachel, sahneye beyaz bir tişört ve kot pantolon giymiş, saçlarını at kuyruğu yapmış halde çıkar ve kendi hikâyesini anlatmaya başlar. Hikâyeyi kronolojik bir sırayla değil de çoğunlukla “bu hikâye aslında şöyle başladı” diyerek geçmişe doğru anlatır. Bu seçim yazarın, aslında her şeyin ve herkesin bir şekilde birbiriyle bağlantılı olduğu düşüncesini destekler. 

Anlatı boyunca zaman atlamaları, canlandırmalar, dış sesler, minimal ışık oyunları ve oyuncunun platformun üstünde ya da yanında bulunmasıyla sahne hareketliliği sağlanır. Beş bölümden oluşan oyunun bölüm başlıkları, sahnedeki barkovizyona yansıtılır. Aynı zamanda Rachel’in cep telefonunu kullandığı, internette araştırma yaptığı anlardaki ekran görüntüleri de barkovizyona yansıtılarak seyirciye aktarılır. 

Kanada’da her oyun, toplantı, her türlü bir araya gelişte önce Land Acknowledgment adı verilen bir bilgilendirme metni okunuyor. Bu metin, içinde bulunulan toprağın ilk sahipleri yerli halkı hatırlamak, onların bu toprakların ilk hikâye anlatıcısı olduğunu kabul etmekle ilgili bir metin. Her topluluk bu metni kendine göre düzenliyor. Genelde oyun öncesi ekipten biri, yönetmen ya da tiyatro salonunun yöneticisi seyirciyi selamlarken bu metni de konuşmasının içine yediriyor. Bu oyunda Rachel, Kanada’nın çok da eski olmayan tarihinde, devletin sistemli bir şekilde kısırlaştırdığı, kürtaja zorladığı, çocuklarını zorla ellerinden aldığı, hapsettiği ve öldürdüğü yerli kadınları hatırlatarak açıyor oyunu. Great Lake’in yerli halkının geliştirdiği; herkesin ihtiyaç duyduğu her şeye sahip olması ve sürdürülebilir bir yaşam için toprağa ve kaynaklara özen göstermeyi öğütleyen konsepti “The Dish with One Spoon” dan bahsediyor ve ekliyor:

“…çünkü bu aynı zamanda diğer insanlarla birlikte, yaşamı birlikte yaratmanın karmaşıklıkları ve daha adil, daha eşitlikçi bir topluma duyulan ihtiyaç hakkında bir hikâye. Topluluklarımıza bakmayı kolektif bir sorumluluk olarak gören bir toplum. Herkesin temel ihtiyaçlarının karşılandığı bir toplum.”

Fotoğraf: Dahlia Katz

Sonra Rachel’in doktor muayenehanesinde yaşadığı deneyime şahit oluyoruz. Doktor, “Neden aldırmak istiyorsun? Partnerin yok mu? Yeterince para kazanmıyor musun? Kaç para kazanıyorsun? Senden daha az kazananlar çocuk büyütüyor, sen neden bakamayacaksın?” gibi yargılayıcı ve müdahaleci sorular soruyor. Rachel, yalnızca doktorun değil, hatta ayakkabılarını boyadığı yabancı bir adamın bile onun kürtaj olma kararı hakkında fikir yürüttüğünü görüyor. Öte yandan, annesi, kızının tatil için yanına gelememe ihtimalini daha önemser görünüyor ve Vancouver’da klinik araştırmaya başlıyor. Erkek arkadaşı ne yapacağını bilemez ne söyleyeceğini tam kestiremez bir şekilde ona ‘’benim de seninle gelmemi ister misin Vancouver’a’’ diye soruyor. Rachel, son dakika uçak fiyatlarının pahalı olacağını söyleyip bu teklifi geri çeviriyor. Burada annesinin hatta sonradan babasının ya da erkek arkadaşının onun hamile kalışıyla ya da kürtaj oluşuyla ilgili baskıcı, küçük düşürücü, şiddete meyilli hiçbir hareket yok. Bu herhangi bir kürtaj hikâyesi değil. Bu beyaz Kanadalı bir kadının kürtaj hikâyesi. Bütün diğer faktörlerden bağımsız, hayatındaki hiç kimse tarafından zorlanmayan, kendi kararını özgürce verdiğini gördüğümüz bir kadının hikâyesi. Fakat bütün bunlara rağmen etrafında hiç tanımadığı, bilmediği insanları, çocuk sahibi olmaya hazır olmayışına ikna etmek zorunda oluşunu görüyoruz. Bu bölüm izleyiciyi, bir kadının bedeni hakkında yorum yapmayı kendinde hak gören zihniyeti sorgulamaya davet ediyor. Bir kadın, ne zaman ve nasıl kendi bedeni hakkında karar verme hakkına sahip olur? Başkaları bu özel karar sürecine neden ve nasıl müdahil olma hakkını kendinde görebilir? Toplumun, bireyin mahremiyet sınırlarına dair anlayışı neden bu kadar bulanık? 

Rachel, “nasıl kürtaj olabilirim?” sorusunun cevabını ararken, sadece kişisel değil, aynı zamanda yapısal ve bürokratik engellerle de karşılaşıyor. Sağlık sisteminin karmaşıklığı, eyaletler arası farklar, sigorta kapsamı gibi birçok yeni bilgiyle yüzleşiyor. Yeni terimler öğreniyor ve kendini internet aramalarında kaybolurken buluyor.

Rachel’in art arda yaptığı Google aramalarıyla başlayan bir araştırma sürecinin içine çekiliyoruz. Kürtaj yöntemlerinden başlayıp, “Kanada’da doğum izni ne kadar?” gibi sorulara, oradan ev kiraları, eyaletler arası yaşam koşullarına ve sonra da Kanada doğumlu bir oyuncunun ABD’de yaptığı kürtaj karşıtı bir konuşmanın YouTube videosuna uzanan bir arama zinciri başlıyor. Bu video ile girdiği karşılıklı diyalog aracılığıyla Rachel, kürtaj karşıtı anlayışın düşünme biçimini de irdeliyor. Burada kürtaj karşıtı olan kadının yine kendisi gibi beyaz Kanadalı bir oyuncu olarak seçilmiş olması tarafları tipleştirmenin önüne geçmesi açısından önemli. 

Oyunun bir sonraki bölümü Rachel’in Kanada’daki kürtaj sürecini detaylı bir şekilde ele alıyor. Doktor randevusu, ilaçla düşük yöntemi ve danışman görüşmesi üzerinden yasal ve duygusal süreç izleyiciye aktarılıyor. Danışmanın, her hamileliğin rızaya dayanmadığını vurgulaması ve istismar olasılığını değerlendirilmesi, sürecin sadece tıbbi değil, toplumsal yönünü de gözler önüne seriyor.

Fotoğraf: Dahlia Katz

Rachel’in Toronto’ya döndükten sonra bir partide Pakistanlı bir kadınla yaptığı sohbet, farklı kültürel ve sınıfsal gerçekliklerle yüzleşmesine olanak tanıyor. Kadının söylediği “Beyaz bir kadın olarak Kanada pasaportuyla doğmuş olmakla ne kadar şanslı olduğun hakkında hiçbir fikrin yok” cümlesi, Rachel’in deneyimini evrensel kadınlık hâliyle kıyaslamasını sağlıyor. Bu bölümde ayrıca Sylvia Plath, Betty Friedan ve Johnnie Tillmon gibi feminist figürlerden alıntılarla, sistemin özellikle anne olan kadınların akıl sağlığını, ekonomik güvencesini ve yaşam hakkını koruyamadığına dikkat çekiliyor. Ancak bu kısımlar yer yer anlatının odağının dağılmasına sebep oluyor. 

Son bolüm, çocuk sahibi olma ya da olmama kararının doğru zamanı olup olmadığını sorguluyor. Oyun, kürtaj konusundan yola çıksa da giderek bireysel tercihlerle sınırlı olmayan, ekonomik ve politik bağlamlara uzanan daha geniş bir sorgulamaya yöneliyor. Bu geniş perspektif oyuna derinlik katarken, zaman zaman asıl meselenin ne olduğuna dair bir bulanıklık yaratıyor. Uzun cümleler ve yoğun referanslar izleyici açısından bir bilgi bombardımanına dönüşebiliyor. Bazı bölümler oyunun geneline hizmet etmiyor gibi görünüyor. Tıbbi detaylar ya da yer yer “feminizm dersi” havası taşıyan açıklamalar metnin uzaması ve karmaşıklaşması tehlikesini doğuruyor. 

Oyun, kürtajı sadece bireysel bir tercih olarak değil; ekonomik zorluklar, artan yaşam maliyetleri, güvencesiz çalışma koşulları gibi etkenlerle şekillenen ve bu yüzden de bağımsız olmayan bir seçim olarak ele alıyor. Bu yaklaşım, kürtajın etik ya da bilimsel yönlerinin yanında kapitalist sistemin kadın üzerindeki baskısını da görünür kılıyor. Ancak bu geniş toplumsal eleştiri yer yer asıl konudan sapmaya, anlatının dağılmasına ve izleyicinin dikkatinin kopmasına neden oluyor.

Hypothetical Baby, kürtaj gibi dünya genelinde tabu olan bir konuyu sahneye taşıması, bu konuyu tartışmaya zemin oluşturması ve bir kadının kendi deneyimini yine kendi ağzından anlatması açısından oldukça değerli bir çalışma. 


TEB Oyun Dergisi‘nde yer alan diğer eleştiri yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.

Yazar Hakkında / Berna Ataoğlu

Lütfen birkaç kelime yazıp Enter'a basın

TEB Oyun sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin