Merhaba
‘’Gelecek’’ (Hâlâ) Yazılabilir
Yaz aylarına veda ettiğimiz şu günlerde ne yazık ki ülke gündemi çok sıcak. Güne hangi beklenmedik haberle uyanacağımızı ve sarsılacağımızı bilmeden bir kaosun ortasında gelecek kaygısıyla savrulup duruyoruz. Oysa gelecek, tarihsel olarak toplumsal düşlerin ve politik mücadelenin merkezinde, özellikle de 20. yüzyılın ikinci yarısında ülkemizde kuşaklar üzerinden tanımlanan bambaşka bir umut taşıyordu. 68 ve 80 kuşakları, geleceği bir idealin, dönüşümün, kolektif bir umudun ve direnişin alanı olarak kurgulamış; sanatımız tiyatro da o yıllarda bu hayallerin sahnesi olmuştu. Benim de kısmen tanık olduğum o dönemde gelecek, sokaklara taşan ve meydanlarda yankılanan özgürlük şarkılarının adıyken şimdilerde sadece X, Y, Z kuşağı olarak tanımlanan günümüz gençleri için giderek daha fazla belirsizlik, umutsuzluk, yük ve tehdit olarak kodlanmakta ve sislerle örtülü bir uçurum gibi tekinsiz bir zamana karşı gelmekte.
TEB Oyun Dergimizin ‘’gelecek’’ kavramını odağa alan bu sayısında sözü, genç tiyatro emekçilerine ve yazarlarına verirken, sayı editörlerimiz de özellikle Y ve Z kuşağından olsun istedik. Gençlerin seslerine kendi seslerini katmalarını ve yeni kuşak yazarların ve tiyatro emekçilerinin sözünü bazen de sessiz çığlıklarını okurlarımıza onların duyurmasını tercih ettik. Bu sayıya yoğun emek harcayan Eylem Ejder, Rümeysa Ercan ve Aslı Kaplan’a buradan tekrar teşekkür ediyoruz.
‘’Gelecek’’ temasıyla tiyatronun bağını bambaşka perspektiflerden kurmaya çalışan bu genç yazarlar, ekonomik zorluklar ve politik baskılar arasındaki karanlık tabloya rağmen, seslerini ve sözlerini bazen sahneyi bir buluşma alanı olarak hayal edip, kolektif üretim biçimlerini savunarak, bazen seyirciyle bütünleşen bir sahne hayal ederek bazen de antroposen çağın insan-merkezli kibrine karşı ekolojik düşlerle geleceğin yükünü hafifletmeye çalışıyor ve yeni estetik ve etik öneriler sunuyor. Belki de tiyatro, hâlâ geleceği geri kazanabileceğimiz son alanlardan biri ama bunun için önce sahnedeki karamsarlığı da sorgulamak gerekiyor.
Diğer yandan tiyatro yazan bu gençlerin disiplinlerarası konulardan ve çalışmalardan beslenmeleri de ‘’gelecek’’temamızın alanını genişleterek sanatımıza bakışı derinleştiriyor. Bu nedenle yazarların ifade biçimlerine de sınır koymadan dergimizin alt başlığı olan ‘’tiyatroyla ilgili her şey’’i hayata geçirerek bu kez inceleme, eleştiri, söyleşi dışında tiyatroyla ilgili mektup, kısa oyun, manifesto, deneme ve öykülere de yer vermeye çalıştık.
Yazılarımız o kadar çeşitli ki, tiyatronun geleceğini seyircinin müdahalesinde, aktif katılımında görenlerden, post-truth çağda performansın etik ve estetik boyutlarını tartışanlara, gelecek temasıyla yolu ütopyaya çıkanlardan, geleceği tarih boyunca değişen ve genişleyen tiyatro mekânları ya da yine farklı dönemlerde kurgulanan zaman kavramını odağa alanlara kadar genişliyor.
Yazıların bazıları geçmişle bağlar kurarken, bazıları dijital çağın yarattığı dönüşümü ve algıyı, bazıları da ekolojik bakışı öne çıkaran önerilerle, daha önce hayal edemediğimiz sahneleri, dekor tasarımlarını ya da bakış açılarını sergiliyor. Bazı yazarlarımız da gelecek kavramıyla bağlantılı olarak tartıştıkları fikirleri, sezon oyunları ya da uluslararası yapımlardan örneklerle destekliyor. Sezonda artan tek kişilik oyunların nedeni üzerine kafa yoranlardan öykü, mektup ve kısa oyun yazanlara yeni projelere imza atanlara kadar genişleyen içerik, en genç tiyatro gruplarının yola çıkış hayallerini, yapıp ettiklerini okurla paylaşma ihtiyaçlarını da bir dosyaya dönüştürüyor.
Gençler bu sayımızda tiyatro aracılığıyla geleceği düşünmeye, yazmaya başladılar. Bugün için bu yalnızca bir yazınsal çaba gibi görünse de bir gün bu hayalleri sahne dışına, hayata da taşıyabileceklerine inancımız tam. Çünkü onlar bir yandan Y, Z diye adlandırılsalar da birer harften ibaret olmadıklarını bir dönem kendilerini Gezi Kuşağı olarak tarihselleştirerek de gösterdiler. Bu küçücük kıvılcımla eski kuşaklara ve topluma umut bile olabildiler.
Sahne ışıklarının karanlıklara karşı hepimize umut olabileceği keyifli bir sezon diliyorum. Güz sayımızda yeni umutlar eşliğinde buluşmak üzere…
TEB Oyun Dergisi‘nin 51. sayısına buradan ulaşabilirsiniz.






