2022-2023 Sezon Değerlendirmesi
9 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirilen 30. Tiyatro Eleştirmenleri Birliği ödül töreninde Bahar Çuhadar, Erdoğan Mitrani ve Gülin Dede Tekin tarafından yapılan sezon değerlendirmesi sunum metnidir.

Gülin Dede Tekin: Herkese iyi akşamlar. Bu akşam TEB jürisi olarak, 2022-2023 tiyatro sezonunda neler dikkatimizi çekti, birkaç aydır süren toplantılarımızda ödül alan isimlere gelene kadar hangi oyunlar üzerine konuştuk, diğer adaylarımız kimlerdi, sizlerle paylaşmak istedik. Bu değerlendirmeyi yaparken de 2022’nin Mart ayından 2023’ün Haziran ayına kadar prömiyer yapmış olan oyunları göz önüne aldık. Bu akşam Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’nin sezon değerlendirmesinde de Erdoğan Mitrani, Bahar Çuhadar ve ben Gülin Dede Tekin sizlerle aktarıcı olacağız. Tekrar hoş geldiniz.
Bahar Çuhadar: Hepimizin malumu olduğu üzere zaten oldukça zor koşullarda ayakta kalmaya çalışan tiyatrolar, pandemiyle birlikte daha da büyük bir çıkmaza girmişti. Devlet desteğinin yok denecek kadar az olduğu ya da birçok sahneyi kapsamadığı, sahnelerin ayakta kalmak için birbirleriyle dayanıştıkları, seyircinin uzun süre izleyemeseler de tiyatrolara sahip çıktığı bir pandemi dönemi geçirdik. Birçok sahne, bireysel çabalar ve büyük borçlarla ayakta kalmaya çalıştı. Ekonomik kriz yüzünden artmak zorunda olan bilet fiyatları sebebiyle seyirci sayısında gözle görülür bir azalma yaşandı. Hemen arkasından ülkece yaşadığımız deprem felaketiyse kısmen yeniden toparlanmaya başlayan tiyatroların bir daha tökezlemesine sebep oldu. Bunca kaynak sıkıntısı içerisinde metin telifleri, prova mekânı kiraları, kalabalık ekip kaşeleri ve birçok nedenle tek kişilik hikâyeleri dinleyerek geçirdiğimiz birkaç sezonu geride bırakmıştık. Ama tiyatro ve tiyatrocular her şeye rağmen üretmekten vazgeçmedi ve tek kişilik anlatıların yanında kalabalık kadrolu oyunlarla, orta ve büyük ölçekli prodüksiyonların sayıları da hatırı sayılır biçimde artmaya başladı.
Gülin Dede Tekin: Tabii tüm bu süreçte Galataperform, Toy İstanbul, Küçük Salon, Kadıköy Theatron gibi bağımsız sahneler kapanmak zorunda kaldı. -Umarım adını unuttuğumuz kimse olmamıştır- Tabii diğer yandan da Pax Tiyatro, Arsız Mekân, Klan Sahne, İkincikat, Ara Sahne ve House of Performance gibi şehrin farklı noktalarında yeni bağımsız sahnelerin açıldığını görmek de sevindiriciydi. Bunlara ek olarak İBB Kültür’ün İstanbul’a kazandırdığı Yerebatan Sarnıcı ve Metrohan gibi mekânlar da bağımsız tiyatrolar için yeni performans alanları oldu.
Gülin Dede Tekin: Oyunlarda tek kişilik anlatıların çokluğuyla beraber kalabalık ekiplerin arttığından da bahsettik. Ancak bu durumun anlatıya/metne dayanan rejilerin azalmasını sağlamadığını düşünüyoruz. Uzun yıllar yerli tiyatro metin yazarlarının sayısının azlığından dem vurduk. Son senelerdeyse bunu yönetmenler için söylemek mümkün sanki. Rejiye dair yeni buluşlarla, güncel tiyatro arayışlarıyla çok fazla karşılaşmadığımız, klasik anlatıdaki metne ya da oyunculuğa dayanan rejilerin ön planda olduğu bir yıl geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Buna ek olarak özellikle teknoloji kullanımının yeniden ön plana çıktığını da söylemek mümkün.
Erdoğan Mitrani: Türkiye tiyatrosunun en büyük sıkıntılarından biri de genç ve yeni mezun tiyatroların görünür olabilmekle ilgili yaşadığı sıkıntılardı. Ancak bu sıkıntı son birkaç senedir Türkiye tiyatrosu için en sevindirici şey olarak da önümüze çıkıyor. Bu sezon geçmiş yıllara nazaran çok daha fazla sayıda genç oyuncuların -bu sorunlarıyla baş edebilmek için belki de- ipleri kendi ellerine alarak kendi topluluklarını ve hatta kendi mekânlarını açtıklarını gördük. Heyecan verici yeni metinler ve sahneleme biçimlerine tanık olduk. Bu durum o kadar görünür durumdaydı ki artık biz de Tiyatro Eleştirmenleri Birliği jürisi olarak kayıtsız kalamadık ve buna bağlı olarak ödül kategorilerimizde bazı değişikliklere gittik.
İki yeni kategori ekledik bu sene ödüllere. Bu kategorilerden ilki bize ilham veren gençler içindi ve “Yılın Genç Ekibi” kategorisini ekledik. Genç Ekip ödülüyle kendi imkân ve çabalarıyla tiyatro yapan, faaliyet süresi en fazla iki sene olan toplulukların işlerine dikkat çekmek amacını taşıdık. Bir diğeriyse Yılın Yönetmeni ödülüydü.
Bahar Çuhadar: En fazla ses getiren değişiklikse “oyuncu” kategorisinden ‘kadın/erkek oyuncu’ ayrımının kaldırılması oldu. Yaşamın her alanında cinsiyet eşitliğinin gerçekleşmesi için mücadele ederek patriyarkanın ve neoliberal düzenin dayattığı toplumsal cinsiyet rollerine karşı durmaya çalışırken bu seneden itibaren cinsiyet ayrımı gözetmediğimiz Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’nin ‘oyuncu’ kategorisini “Yılın Oyuncuları” olarak adlandırıyor olacağız.
Gülin Dede Tekin: Peki genel üst başlıklarla aktardığımız bu tiyatro sezonunda biz nasıl bir değerlendirme süreciyle bu sonuçlara vardık? Biraz da bundan bahsetmek istiyoruz. Bildiğiniz üzere Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Ödülleri ödül kazananları törenden önce açıklayan bir yapıya sahip. Bu sene sezon değerlendirmesi yapmak istememizin başlıca sebebi çok sayıda oyunun, oyuncunun sahnede yer aldığı sezonda sadece tek bir ödül alanın adını duymak yerine aday olarak konuştuğumuz ekiplerin de isimlerini zikretmek ve görünür olmalarını sağlamak istememizdi. Şimdi değerlendirme sürecimizdeki adaylarımıza biraz daha yakından bakmak istiyoruz.
YILIN OYUNU: 1984, Nilüfer Kent Tiyatrosu
Erdoğan Mitrani: Ödenekli tiyatrolarımızdan İBBŞT’nin bu sezonki büyük prodüksiyonları bu sene dikkatimizi çeken, ele aldığımız oyunların içerisinde yer aldı. Her ikisini de Yiğit Sertdemir’in yönettiği Tartuffe ve Cadı Kazanı adlı oyunları Yılın Oyunu adaylarımız arasındaydı. Bir Molière klasiğine getirdiği hareketli ve eğlenceli yorumla Tartuffe, Şehir Tiyatroları tarihinde ilk defa sahnelenen, politik tavrıyla hâlâ güncel bir klasik olan Arthur Miller eseri Cadı Kazanı’nın sahnelemesi TEB jüri üyelerinin takdirini topladı.
Öte yandan Alt Sahne yapımı, Charles Braun Ludlam’ın yazdığı İrma Vep’in Esrarı; absürd, gerilimli, komik yapısı ve çok başarılı oyunculuklarıyla geçen sezonun sürprizli işlerindendi.
Mark Levitas’ın derinlikli, tempolu ve hareketli yönetiminde günümüz iş dünyasındaki girişimcilik kültürüne ironik bir bakış açısı getiren Galata Perform oyunu Fairfly da adaylarımız arasındaydı.
Bir diğer adayımız da Sarı Sandalye ekibinin ensemble oyunculuk becerilerini bir kere daha sergilediği Kral Übü’ydü. Murat Daltaban’ın genel sanat yönetmenliğini üstlendiği Bursa’nın Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu, müthiş etkileyici George Orwell uyarlaması 1984 oy çokluğuyla yılın oyunu olarak kararlaştırıldı.
YILIN YÖNETMENİ: Gülhan Kadim (Bir Terennüm– Orchestra Theatre ve Tek Kullanımlık Hikâye – Kumbaracı50)
Gülin Dede Tekin: “Yılın Yönetmeni” kategorisinde; Tek Kullanımlık Hikâye ile Bir Terennüm adlı oyunlarda ortaya koyduğu parlak, derinlikli ve matematiği iyi çözülmüş yorumundan dolayı Gülhan Kadim’i yeğlemiş olsak da üç favori adayımız daha vardı: 1984 romanının karanlık ama güncelliğini kaybetmeyen totaliter ruhunu seyirciye çarpıcı bir dille geçiren Murat Daltaban; Miller’in McCharty dönemi göndermesini de aşarak, hâlen yaşadıklarımızı günümüzde kaynatılan kazanlarla öne çıkaran Cadı Kazanı ve ünlü klasiğe getirdiği, parlak, çağcıl ve son derece keyifli Tartuffe yorumlarıyla Yiğit Sertdemir; diyalog ağırlıklı Fairfly’a getirdiği hareketli yorumla Mark Levitas; akademik bir metne getirdiği fiziksel tiyatro yorumuyla Pınar Akkuzu; Kalanlar ve Medea’ya Göre Ahlak’taki kadın bakış açısını rejiye başarıyla taşıyan Yeşim Özsoy.
YILIN OYUNCULARI: Elif Ongan Tekçe (Nasıl Bilirdiniz – Yersiz Kumpanya), Uğur Kanbay (REM – Sfrpztf), Ulaş Akşit (Close Up – Hokuscorpus)
Erdoğan Mitrani : Çok sayıda iyi oyun, doğal olarak çok sayıda parlak oyunculuk da getirdi. Tercihimiz Elif Ongan Tekçe, Uğur Kanbay ve Ulaş Akşit’ten yana olsa da elbette tartıştığımız çok sayıda oyuncu oldu: Kızlar ve Oğlanlar’da büyük yıkım geçirmiş bir kadının öyküsünü ustalıkla aktaran, Aşkın En Kısa Gecesi’nde karaktere akışkan ve eğlenceli bir yorum getiren Özlem Zeynep Dinsel; 1984’ün başkişisini büyük ustalık ve inandırıcılıkla, abartıya kaçmadan yorumlayan Adem Mülazim; İrma Vep’in Esrarı’ndaki kılıktan kılığa girdikleri yüksek tempolu performanslarıyla Çağdaş Tekin ve Onur Berk Arslanoğlu; Bir Terennüm’de farklı yaşlardaki kadınları canlandırdığı inandırıcı oyunculuğuyla İpek Türktan üzerinde çokça konuştuğumuz isimler oldular. Fairfly oyuncuları Tuğçe Altuğ, Begüm Akkaya, Atakan Akarsu ve Barış Gönenen’iyse başarılı ekip çalışmaları sebebiyle tek bir oyuncu olarak değerlendiğimiz adaylar oldular.
YILIN YAZARI: Hayat Seni Çok Seviyorum / İlhan Sami Çomak
Bahar Çuhadar: Yerli tiyatro yazınına bu sene çok sayıda, nitelikli metin eklendiğini görmek çok sevindiriciydi. Haliyle çok sayıda adayımız vardı. Ön plana çıkanlarsa Firuze Engin’in Bir Terennüm, Volkan Çıkıntoğlu’nun Tek Kullanımlık Hikâye, Elif Ongan Tekçe’nin Nasıl Bilirdiniz?, Itır Karabulut’un Kalanlar adlı metinleri oldu. İlhan Sami Çomak’ın Hayat Seni Çok Seviyorum metni hem edebi değeri hem siyasi toplumsal göndermeleri hem de umudun en olamayacağı yerde umutlu oluşuyla tercihimiz oldu.
YILIN GENÇ EKİBİ: Arsız Kumpanya
Gülin Dede Tekin: “Genç Ekip” kategorisi de bizi hem en heyecanlandıran hem de seçim yapmakta en zorlandığımız dal oldu. Konuştuğumuz her ekip bizim için birer kazanan aslında… Ödülümüz Barazek, HooP Gitti Kafa, Fobos oyunlarıyla bildiğimiz Arsız Kumpanya’ya gitse de sizlerin de dikkatini çekmek istediğimiz diğer ve ekipler ve oyunları şu şekilde: Tiyatro Watt, Sıradan Karşılaşmalar, Tiyatro*da, Nerdeyse Eşittir, Nushu Tiyatro, Bir Tatlı Kaşığı Çamur, Re-act Tiyatro, Reaksiyon, Yolo Production, Ahretlik.