AÇIK ÇAĞRI: “gelecek”
Gelecek, belki de dondurulmuş bir belleğin hafızasında gizlidir.
Tıpkı dünün ve şimdinin yarına sirayet etmesi gibi.
Yaşadıklarımız, gördüklerimiz, işittiklerimiz
ve hissettiklerimiz sadece bizim değil,
aynı zamanda içine doğduğumuz
coğrafyanın, doğanın, insanların ortak hafızasıdır.
Bu ortak hafıza aynı isyanda buluşturur bizi.
Ve gelecek bir kaygı yığını olmaktan daha fazlasını temsil etmeye başlar.
Belki bir umut kaynağı belki de belirsizlik bulutu…
içinde yeni imkanların parlayacağı
“Hayat, sadece geriye bakarak anlaşılabilir; ama ileriye doğru yaşanmak zorundadır.” der Søren Kierkegaard. [1] Peki ama güvenip köklendiğimizi sandığımız toprak ayağımızın altından kayarken, ileriye, geleceğe dair umut yeşertebilmek mümkün mü? Belirsizliğin ve kaosun içinde ne kadarını görebiliyoruz geleceğimizin? Dünya değişirken neresinde duruyoruz bu geleceğin? Ürettiklerimiz, yarattıklarımız ya da savunduklarımız bir gelecek sunuyor mu bize? Işık nereden sızıyor içeri? Yoksa gelecek henüz karşılaşmadığımız ışığın ta kendisi mi? Geleceği düşünürken geçmişin gölgesini ne kadar görmezden gelebiliriz? Gelecek, geçmiş ve şimdinin şekillendirdiği bir uzamda beliriyorsa sesimizin bir noktaya ulaşmadığını kim söyleyebilir? Belki de burada fark etmediğimiz şey, belirsizlikle boğuştuğumuz zamanlarda kendi sesimizin sandığımızdan çok daha fazla duyulduğu ve ötekinin sesini ne denli etkilediğidir. Kaygan bir zeminde savrulduğumuz bu dönemde birlikte kırılıyor, birlikte iyileşiyor ve birlikte ortak bir geleceği paylaştığımızı daha fazla hissediyoruz. Bir umudu arıyoruz bu belirsizliğin içinde, ama belki de belirsizliği cesaretle kucaklamak gelecek için bir umut kaynağıdır.
Sanatın her dalının işlevi; temel insani ihtiyaçlara oksijen taşıyan bir damar olmak, kamusal alanda insanları ortaklaştırmak ve kimi zaman direnişi, kimi zaman umudu, kimi zaman da neşeyi büyütmek. Tiyatro her ne kadar toplumun geniş bir kesimi tarafından sadece bir eğlence aracı olarak görülse de aynı zamanda toplumsal hafızanın ve direnişin de bir biçimi. Ürettiklerimiz geleceğe bir iz bırakmak için mi var, yoksa ona dair kaygıları beslemek ya da içinden geçtiğimiz bu süreçte kendimize bir yol bulmak için mi? Toplumsal hareketliliklerden, siyasetten ya da demokrasiden bağımsız düşünemeyeceğimiz tiyatro şimdi ve gelecekte nasıl değişebilir? Yeni performans biçimleri, yeni hikâyeler, yeni dramaturjiler mümkün mü? Nasıl? Kierkegaard’ın dediği gibi hayat sadece geriye bakarak anlaşılabiliyorsa, tiyatroda bakacağımız geri neresi? Eğer aynı şekilde ileriye doğru yaşamak zorundaysak, bunca belirsizliğin içinde tiyatronun ilerisi, geleceği neresi?
Bu sayıda “gelecek” kavramını odağa alarak tiyatro ve performans sanatlarının “gelecek”ini ve gelecek inşasındaki rolünü, ortak geleceğimizi tiyatroyla birlikte oluşturabilme gücümüzü, zamandan beklediğimiz arzu, umut, isyan, sabır, direniş ve özlemlerimizi konuşalım istedik. “Gelecek” temasını kavramsal, pratik, toplumsal, siyasal ve estetik boyutlarıyla tartışmaya açan ve aynı zamanda bu tartışmaları tiyatro ve performans sanatları alanının kavramları, güncel sorunları ve/veya imkânlarıyla ele alan yazı önerilerinizi bekliyoruz.
Temaya dair:
– İnceleme, deneme ve eleştiri yazılarınız,
– İzlenimleriniz, kitap ve oyun eleştirileriniz,
– Performatif metin denemeleriniz, sanatçı sayfalarınız,
– Manifesto, anı, söyleşi ve bunlarla sınırlı olmayan her tür yazı ve biçim önerilerinize memnuniyetle açığız.
Ayrıca özgür bir düşünme alanı, buluşmak için açık bir alan olarak ilk kez bu sayımızda tasarlayacağımız “orta sayfa” bölümü için “bugünden geleceğe” mektuplarınızı, söylemek istediğiniz sözleri, şiirleri ya da paylaşmak istediğiniz deneyimlerinizi yazabilirsiniz.
Sayımıza katkı sunmak istiyorsanız 300 kelimeyi geçmeyen yazı öneri özetlerini 4 Haziran Çarşamba akşamına kadar teboyundergi@gmail.com e-posta adresimize gönderebilirsiniz. Özet metin önerileri kabul edilen yazarlarla 10 Haziran Salı akşamına kadar iletişime geçilecektir.
Dosya içeriği ve/veya önermek istediğiniz yazı konusuyla ilgili her türlü soru, görüş ve önerileriniz için sayının konuk editörleriyle de iletişime geçebilirsiniz.
ÖZET GÖNDERİM SON TARİHİ: 4 Haziran 2025
YAYIN TARİHİ: 1 Eylül 2025
Aslı Kaplan aslikpln20@gmail.com
Rumeysa Ercan ercanrumeysa@gmail.com
Eylem Ejder eylemejder@gmail.com
Dipnot:
[1] Kierkegaard, Søren. Papers and Journals: A Selection. Edited and translated by Alastair Hannay. London: Penguin Books, 1996. Alıntının orijinali: “Life can only be understood backwards; but it must be lived forwards.”
TEB Oyun Dergisi‘nde yer alan diğer açık çağrı metinlerine buradan ulaşabilirsiniz.