Avangart ve Grotesk Bir Perspektiften Macbeth: Milivojević’in Tiyatro Dili

‘’Shakespeare bir fenomendir, tıpkı güneş ve ay gibi. Onu herhangi bir şekilde sınırlandırmaya yönelik tüm girişimler çocukça ve aptalcadır […] Shakespeare’in herhangi bir oyununu, herhangi bir rolünü, herhangi bir repliğini, herhangi bir sözünü ortaya çıkarmak sürekli değişen, sürekli zorlayan bir görevdir. Başkalarının ne yapmaya çalıştığını bilmenin yardımına ihtiyacımız var…’’ Peter Brook, Paris 24.06.2016 [1]

Sanatın ve kültürün kalbinde, İstanbul Tiyatro Festivali bu yıl 28. kez kapılarını açıyor. 20 yıldır Koç Holding Enerji Grubu’nun sponsorluğunda gerçekleşen ve ilk kez Mehmet Birkiye’nin küratörlüğünde hazırlanan festival, 22 Ekim – 19 Kasım tarihleri arasında Türkiye’den ve yurt dışından 19 tiyatro ve dans gösterisine ev sahipliği yapıyor. Yurt dışından gelen topluluklar arasında bu yıl; Sırbistan, Almanya, Romanya, Fransa ve Japonya’dan katılan ekipler bulunuyor. Romanya, Almanya ve Sırbistan ise Shakespeare’in eserlerini farklı sahne tasarımları ve oyunculuk metotları ile sahneye koyuyor.

Bu yılki programın bir parçası olan ve avangart Shakespeare uyarlamalarıyla tanınan Sırp yönetmen Milivojević, 12 Kasım’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahnelenen gerçeküstü Macbeth yorumu ile hırs ve içsel kargaşanın çarpıştığı bir gecenin tonunu belirliyor. Macbeth‘i rüyalar, korku ve vicdan temaları etrafında yeniden şekillendiren cesur bir yaklaşımla, geleneksel tasvirlerin ötesine geçerek gerçeklik ve yanılsama arasındaki kırılgan sınırları keşfediyor.


Nikita Milivojević kurucusu olduğu Shakespeare festivaline dair bir röportajında; “Bence önemli olan ve temel fikrimiz olarak kalması gereken şey, festivalde mümkün olduğunca çok farklı yorum görmek istediğimizdir…” [2] diyerek, tiyatroda çeşitliliğin önemine vurgu yapıyor. Aynı zamanda da kendi uyarlamalarına dair seyirciye bir ipucu veriyor. Bu yaklaşımla yalnızca sanatı değil, mekânları da dönüştürmeyi amaçlayan Milivojević, halkın erişimine kapalı olan Villa Stanković’i ilgi çekici bir kültürel merkez haline getiriyor. Diğer yönetmenlerden farklı olarak, kendi yaklaşımlarından duyduğu çekinceleri de cesurca paylaşıyor. [3]
Milivojević, Macbeth üzerine çalışırken dünya çapında pek çok farklı uyarlamayı izlediğini ve Shakespeare’in dünyasını kendisi için tanımlayan üç temel kavrama odaklandığını belirtiyor röportajlarında: korku, vicdan ve uyku. Bu noktada, Milivojević, Macbeth’te korku ve vicdanı bulmanın kolay olduğunu, fakat rüya temalarının sıklıkla göz ardı edildiğini ifade ediyor. Bu eksikliği gidermek için ekibiyle birlikte oyunu “rüyalar ekseninde yeniden yorumladıklarını” belirtiyor. [4]

Gölgedeki Gerçek: İkili Temsilin Yansımaları

Macbeth, Shakespeare’in en karmaşık ve etkileyici eserlerinden biri olarak sahnede nasıl bir dönüşüm geçiriyor?
Bu eser, güç, hırs ve insan doğasının karanlık yanları üzerine evrensel bir sorgulama sunuyor. Amaçlanan ne? Yükseliş mi, düşüş mü, yoksa ikisi arasında sıkışıp kalmış bir ruh hali mi? Nikita Milivojević, bu klasik eseri yorumlarken izleyiciye farklı bir perspektif sunuyor: Gerçekte kim olduğumuzu ya da neye dönüştüğümüzü görmek için bizi içsel bir yolculuğa davet ediyor. Milivojević’in yorumunda, karakterlerin içsel çatışmaları yalnızca sözlerde değil, bedensel ifadelerinde de derinleşiyor. Milivojević’in Macbeth vizyonu, içgüdüsel bir atmosfere özellikle vurgu yapıyor. Örneğin, oyuncular oyun boyunca çıplak ayakla sahnede yer alıyor ve sanki ilkel içgüdülerini somutlaştırırcasına toprakla olan ham bağlarını güçlendiriyorlar. Çıplak ayak seslerinin ince, akıldan çıkmayan yankısı oyunun ürkütücülüğünü artırıyor, her ses karakterlerin karanlığa doğru kaçınılmaz yolculuğunu hatırlatıyor.

Uyarlamanın merkezinde karakterlerin içsel mücadelelerini somutlaştırmak ve içeridekini dışarı yansıtmak için bir kanal olarak rüya manzaraları yer alıyor. Karakterler planlar yaparken, ikinci bir oyuncu genellikle arka planda duruyor ve asıl karakterin zihinsel çatışmasını somutlaştırıyor, gölge oyunu ve ışıklandırmalar ile birlikte karakterlerin iç kargaşasını seyirciye yansıtıyor. Düşüncelerin bu şekilde dışa vurulması, Macbeth’in parçalanmış ruhuna görsel bir boyut kazandırarak vicdanını başlı başına bir karakter haline getiriyor. Milivojević böylece Macbeth‘i yalnızca bir hırs trajedisi olarak değil, aynı zamanda kahramanın kendi zihninin en büyük düşmanı haline geldiği, benlik ve gölge arasındaki bir yüzleşme olarak yeniden çerçevelendiriyor. Macbeth’te güç arzusu ve onun getirdiği sonuçlar etrafında dönen bir hikâye varken, bu karakterlerin insan olma halleri sahnede farklı bir gerçeklik sunuyor. Onlar sadece krallar ve kraliçeler değil; aynı zamanda içsel çatışmalarının kurbanları.

Macbeth ve Günümüzün Soğuk Gerçekleri

Shakespeare’in zamanında da hırsın insan doğası üzerindeki etkileri tartışılmaktaydı; peki, bu klasik eser günümüzde neden hala bu kadar geçerli? Shakespeare’in Macbeth’i, sadece tarihsel bir metin olmanın ötesinde, hırsın, güç arzusunun ve bunların yol açtığı içsel çatışmaların evrensel doğasını gözler önüne seriyor. Günümüzde, özellikle sosyal medya ve rekabetçi iş dünyası gibi alanlarda, bireylerin hırslarının daha da arttığını görüyoruz. İnsanlar, başarıya ulaşmak için ahlaki değerlerini sorgulayabiliyorlar. Bu bağlamda, Macbeth’in temaları, günümüz insanının karşılaştığı gerçeklerle derin bir bağ kuruyor. Milivojević’in cadılar yerine yenilikçi bir şekilde televizyon kullanması, ve Macbeth’in kral olacağı haberini buradan alması bir modern kopuş katmanı sunuyor. Macbeth kaderinin haberini soğuk, duygusuz bir ekrandan alıyor. Sanki hırsı artık mistik bir kadere değil de mekanik bir kaçınılmazlığa dayanıyormuş gibi. Burada, onun arzularının dış toplumsal baskılar tarafından nasıl manipüle edilebileceğini görerek, bugün bizi yönlendiren güçler hakkında tüyler ürpertici bir yoruma işaret ediyoruz.
Milivojević’in yorumunda, bu karmaşık insani duyguların sahnede somutlaştırılması, izleyiciye güç ve hırsın getirdiği sonuçları sorgulama fırsatı veriyor. Bu eser, hırsın insan ruhu üzerindeki etkilerini irdelemeye devam ederek, günümüz toplumu için önemli bir ayna işlevi görüyor.

Grotesk İmgelerin Kalabalığı ve Hikâyeyi Bulanıklaştıran Unsurlar

Oyundaki diğer anlarda, grotesk figürlerin gerçeküstü varlığı – iskelet kafalı bir adam, trompet çalan kişiler ve figürlerin yarattığı gölgeler – ürkütücü, neredeyse karnaval benzeri bir atmosfer yaratmaya hizmet ediyor. Bu “hayaletler”; ölüm ve çürümenin akıldan çıkmayan her yerde varoluşunu somutlaştırıyor ve anlatıyı kısmen kabus, kısmen çarpıtılmış gerçeklik olan bir alanda çerçeveliyor gibi görünüyor. Seyirci oyun süresince bir dizi sembol ve görsel motifle baş başa bırakılıyor ve karakterlerin iç çatışmalarına dair derin bir kavrayışa sahip olamıyor. Burada Macbeth karakterinin özünün daha yüzeysel hissedilebileceği endişesi göze çarpıyor.

‘‘Işık ve gölgelerle sürekli oynanması, karakterler arasındaki koreografik ilişki, müzikal ara bölümler ve sembolik sahneler nedeniyle, prodüksiyon bazen doğası gereği parçalı hissedebilir. Bu nedenle, Macbeth‘in zaman zaman yorucu olabilen bu rüya gibi ortamı, olay örgüsünün sürekliliğini takip edebilmek için seyircinin daha yüksek dozda konsantrasyonunu gerektiriyor. Ayrıca, sahnelerin sürekli değişmesi, birçok teknik teatral aygıtın kullanılması ve psikolojik bir rüya-labirent atmosferinin kurulması, oyunun derin, gizli bir anlamının bizden kaçtığını düşünmemize neden olabilir. Bu bir endişe kaynağı olmamalı. Milivojević sahne anlatımının güzelliğini derin bir anlama ulaşmak için bir araç olarak değil, bir amaç olarak görüyor. Bu bir eleştiri olarak görülmemelidir.’’ [5]

Oyunun kompakt bir formda yeniden katmanlanması, olay örgüsünün derinliğini gizleme riskini doğurabiliyor ve izleyicilerin hikâyenin psikolojik katmanlarını sadece gözden geçirdikleri hissine kapılmalarına neden olabiliyor. Grotesk imgelerin kullanımı, görsel olarak çarpıcı olsa da, karakterlerin duygusal arklarıyla açıkça bağlantılı değilse veya motivasyonlarıyla rezonansa girmiyorsa, hikâyenin etkisini bulanıklaştırabilir. Bu tür unsurlar ruh halini güçlendirmede işe yarayabilir ancak anlatının temel çatışmalarına açıkça dayanmıyorlarsa yabancılaştırabilir veya kafa karıştırabilir.

Macbeth‘in Yükselişi ve Düşüşünün Görsel Alegorisi

“İhtiras, ruhun en derin korkularıyla beslenir,” diyen Milivojević, bu bakış açısını sahnede nasıl yansıtıyor?
Milivojević, bu bakış açısını, karakterlerin içsel çatışmalarını somutlaştırıp, imgeselleştirerek semboller ve göstergeler üzerinde yeniden şekillendiriyor. Sahne tasarımında ve görsel estetikte farklı tercihler yapıyor. Karanlık bir atmosfer yaratan tasarım, karakterlerin içsel korkularını ve kaygılarını görselleştiriyor. Milivojević’in prodüksiyonundaki en çarpıcı tekniklerden biri, Macbeth’in iç kargaşasının ikili bir temsil aracılığıyla görselleştirilmesidir. Özellikle önemli bir sahnede, Macbeth’in gölgesi güç kazandıkça büyürken, rakiplerinin gölgeleri azalır. Gölge ve ışığın bu kasıtlı manipülasyonu, Macbeth’in etkisinin etrafındaki dünyayı nasıl çarpıttığını göstererek, gücün değişen dinamiklerini somutlaştırır. Hırsın bedelinin sadece kişisel olmadığını, gölgesi altına giren herkesi etkilediğini hatırlatır. Oyunda karakterlerin içsel durumlarının görünür unsurlarla bu şekilde katmanlanması, mücadelelerini dışsallaştırarak bizi ruhlarının kademeli olarak parçalanmasına tanık olmaya davet eder.
Macbeth’in Kral Duncan’ı öldürmeyi planladığı sahnede havayı dolduran su sesleriyle birlikte kırmızı bir ışığın altında dururken, sahne dehşet ve suçluluk duygusunun bir karışımını çağrıştırıyor seyirciye. Burada Macbeth’in sadece kanla değil, kendini kandan arındıramamakla da lekelendiğini görüyoruz. Kırmızı ışık, kaçmaya çalıştığı ve başaramadığı ahlaki yozlaşmayı vurgularken, su da günahlarından arınmak için duyduğu yararsız arzunun unutulmaz bir yankısı olarak hizmet ediyor.

Ortak Hırsın Yükü ve Lady Macbeth’in Çöküşü

Güçlü bir şekilde yankılanan bir başka motif de Lady Macbeth’in yıkanma takıntısıdır. Lady Macbeth’in Macbeth’le konuşurken diğer Lady Macbeth’i simgeleyen oyuncunun yanlarında ellerini ve saçlarını yıkaması, sembolik olarak Lady Macbeth’in davet ettiği katliamın bilinçaltındaki bilgisini gözler önüne seriyor ve kendi çöküşünün ön sezisini seyirciye sunuyor. Sanki Lady Macbeth katliamdan önce kendini temizlemeye çalışmaktadır ve henüz işlenmemiş bir günah tarafından lanetlenmiştir. Macbeth kralı öldürdükten sonra ise Lady Macbeth, Macbeth’in tişörtünü onun başına geçirerek Macbeth’in sahnede tökezlemesini ve suçluluğunu görüşünü engelleyen kör edici bir güç olarak Macbeth üzerinde bir manipülasyon kurmasını görsel olarak canlandırıyor.

Lady Macbeth’in ikonik “Dışarı, lanet olası yer!” sahnesinde Milivojević, Macbeth’in onu fiziksel olarak sırtında taşımasını sağlayarak, paylaştıkları suçun ağırlığına dair görsel bir metafor oluşturuyor. Bu seçim, Macbeth’in yükünü -sadece bir hükümdar olarak değil, aynı zamanda ortak hırsın sonuçlarına hapsolmuş bir adam olarak- canlı bir şekilde yansıtıyor. Bu an, Lady Macbeth’in çektiği eziyeti fiziksel bir yük haline getirerek seçimlerinin kaçınılmaz gerçekliğinin altını çiziyor.

“Bu anlamda tek bir cümle yeterli – Shakespeare’in kendi içinde güncel olması onun suçu değil, gerçek olmayan dışında hiçbir şey gerçek değildir. Eğer bu oyunu görmeye -Bu Macbeth, bu Lady Macbeth- tavrıyla gelirseniz, bunu göremezsiniz. Bir noktada üç Macbeth var ve tüm aktrisler Lady Macbeth’i oynuyor.’’[6]

Müzik Seçimi ve Diğer İmgeler

Banquo’nun hayaletinin ziyafet sahnesinde bir gölge gibi görünmesi de bir başka güçlü araçtır. Macbeth’in suçluluğunun, gerçek bir varlığa dayanmak yerine, azabını temsil eden hayalet, soyut bir biçimde ortaya çıkmasına izin verir. Bu soyut musallat, suçluluğun genellikle görünmeyen ama derinden hissedilen, kutlamaların ortasında bile kaçılamayan bir varlık olduğunu yansıtır.

Macbeth ziyafette deliliğe sürüklenirken, diğer misafirlerin arkadaki dansları onun iç kargaşasının bir temsili haline geliyor. Arka plandaki kaotik enerji, korku ve suçluluk duygusuna yenik düşen Macbeth’in zihnindeki uyumsuzluğu yakalar ve onun yalnızlığını daha da hissedilir kılan, etrafını saran ama tamamen yalnızlaştıran çılgın bir tablo yaratır.

Oyun sırasında yıkım ve toplama motifi de zekice kullanılmıştır. Cinayet sırasında nesneler parçalandığında, “cadılar” ortaya çıkarak enkazı temizler. Sanki kimsenin eylemlerinin sonuçlarından kaçmamasını sağlarcasına, olay sonrasını toparlayan görünmez bir gücü sembolize ederler. Döngüsel bir anlamda, “cadılar” herkesin yıkımının parçalarını alıp götürerek oyunun özünün -güç, suçluluk ve hırs- herhangi bir karakterin ötesine uzandığını pekiştirir.

Oyun boyunca tercih edilen sinematik müzikler; atmosferi vurgulayarak oyunu gergin, neredeyse filmsel bir ışığa büründürüyor. Her anın ciddiyetini vurgulamak isteyen bu seçim, izleyicileri Macbeth’in perili, kötüye giden ruh haline, sanki gerçekle kabus arasında asılı kalmış bir dünyaya sürüklüyor.

Genel olarak bakıldığında, Milivojević’in bu uyarlamayla iddialı bir yön çizdiği görülüyor. Ancak imgesel odaklanma, grotesk unsurlar ve düz oyunculuk tarzının birleşimi, Macbeth’in derin ahlaki ve psikolojik temalarının zengin bir keşfinden ziyade, stil ve sembollere öncelik veren parçalı bir deneyime yol açıyor. Bu uyarlama, seyirciyi karanlıkla yüzleşmeye davet ederek, sadece tanıdık olanın değil, bilinmeyenin de sorgulanmasını sağlıyor.

Tiyatro ışıkları altında buluşmak dileğiyle, yaratıcı hayallerinizi beslemeye devam edin!

Dipnotlar

[1] Uluslararası Shakespeare Festivali, Peter Brook, Paris, 24.06.2016.
[2] Uluslararası Shakespeare Festivali’ndeki Nikita Milivojevic’in röportajından alıntılanmıştır.
[3] Diplomacy & Commerce – Ninth edition of the Shakespeare Theater Festival.
[4] The premiere of the play “Macbeth”: Conquest of freedom and space, Vijesti.
[5] Belgrade Drama Theatre, premiere 24th September 2022, See Stage.
[6] The premiere of the play “Macbeth”: Conquest of freedom and space, Vijesti.


TEB Oyun Dergisi‘nde yer alan diğer festival yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.

Yazar Hakkında / Ayça Turan

Lütfen birkaç kelime yazıp Enter'a basın

TEB Oyun sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin