Gelecek Henüz Doğmamış Bir Zamandır

Bu manifesto, tiyatroya ve sanata yalnızca şimdi için değil, henüz var olmamış bir gelecek için de sorumluluk yükleyen bir metindir. Bir çağrıdır. Bir isyandır. Ve aynı zamanda bir umuttur.

“Gelecek henüz var olmamış bir zamandır.”

Bizler, sanatın yalnızca şimdiye değil, henüz var olmamış bir zamana seslenme kudretine sahip olduğuna inananlarız. Gelecek, yalnızca bir zaman dilimi değil; insanın umutları, korkuları ve tahayyülleriyle kurduğu zihinsel ve varoluşsal bir alandır. Ve bu alan, sanatın doğal toprağıdır.

Sanat, henüz doğmamış olanı çağırır. Olmayanı imgeyle, kelimeyle, sahneyle var eder. Bu yüzden sanatçı, yalnızca bugünü yansıtmakla kalmaz; geleceği kurar, onu düşler, ona tanıklık eder. Bu tanıklık, yalnızca bir anlatı değil, bir eylemdir.

Biz, gelecek hakkında konuşurken onu hazır ve verilmiş bir gerçeklik gibi değil, her an kurulan, değişen, belirsiz bir ihtimal olarak görürüz. Bu yüzden sanatçının görevi, bir gelecek inşa etmektir. Bu görev,  yalnızca estetik değil, etik bir sorumluluktur.

Sanatçı, zamanı alt etmeye çalışan kişidir. Zamanın akışına karşı bir mücadele yürütür. O, yok’tan var etmez; yok’u var eder. Her yarattığı karakter, her sahne, her hikâye geçmişin izleriyle yüklü bir şimdi’dir ve geleceğe taş döşer. Bu yüzden her yaratım, zamanın üç boyutunu da içine alır: geçmiş, şimdi ve gelecek.

Bugün içinde yaşadığımız kültürel iklimde sanat, giderek tehlikesizleştirilmektedir. Popülizmin gücüyle sanat araçsallaştırılmakta; seyirci sayısı, gişe başarısı ya da sosyal medya etkileşimleri sanat eserinin niteliğini belirleyen yegâne ölçüt hâline getirilmektedir. Sanat, alkış için değil, hakikat için vardır. Hakikat ise rahatsız edicidir.

Bugün tiyatro, sanatçının kendiyle sohbetinden doğan bir hakikati değil, seyircinin gönlünü hoş tutan bir oyalanmayı üretmeye zorlanıyor. Talebi kutsayanlar, sanatı itaatkâr hâle getiriyor. Oysa biz, döngüyü kırmak isteyenlerin tarafındayız. Sanat, hakikate yönelmiş bir sorudur; cevabı beklemeden başka bir soruya geçen, bitmeyen bir arayıştır.

Pina Bausch, Strawinsky “Sacre du printemps”‘

Sanat, güçlü olanı sevmez. Sanat, sadakati değil liyakati önemser. Ve sanat, bir inat işidir. İnatla kurulur, inatla savunulur, inatla güzelleştirilir. 

Ama sanatın bu inadını, yalnızca süs zannedenler vardır. Bazıları, sesi çok çıkan korolarda görünmek ister; ama notaya hiç dokunmaz. Bazıları, oyunun ortasında yer kapmak için eğilir, ama hiçbir yük taşımaz. Bazıları, kendi yansımasından başka bir şey oynamaz sahnede. Ve bazıları, sanatın alnındaki teri silmeden, onun adına konuşur. Onlar, derinliği unutur; yüzeyde kalanın güvenliğinden medet umar. Onlar, herkesin bildiği ama kimsenin adını koymadığı bir sessizlik gibi dolaşır aramızda. Biz, bu sessizliği değil, sezgiyi dinliyoruz. Çünkü sanat, görünür olmak için değil, görünmeyeni duyurmak içindir.

Ve gelecek, maskelerle değil, yaralarla kurulabilir.

Bugün sanatçının en büyük sınavı, yalnızlık ve yılgınlıkla mücadele etmektir. Ama biz biliyoruz ki, bu sıkışmışlık içinde bile umut vardır. O umut, yolun ömürden uzun olduğunu fısıldar bize. O yol, bazen kurak topraklardan, bazen bataklıklardan geçer ama yine de çiçek açar.

Sanatçının yürüyüşü sabır ister, sezgi ister, direnç ister. Kendi yerleşikliğini aşmayı, kendi gölgesini geçmeyi ister. Biz, bu yürüyüşü seçiyoruz. Geleceği kurmak için geçmişi sırtlanıyor, şimdiyi aydınlatıyor ve yarını düşlüyoruz.

Çünkü biliyoruz:
Sanat, umut taşıyanların dilidir.
Sanat, çoğunluğa yaranmayanların inadıdır.
Sanat, olmayanı olur kılmak için kendini tüketenlerin sabrıdır.
Sanat, yalnızca seyircisi olduğumuz bir hayat oyununda, kendi rolümüzü üstlenme cesaretidir.

Ve bu yüzden, biz inanıyoruz: 

Gelecek, henüz var olmamış bir zamandır. 

Ama biz onu kurmaya başladık.


Ümit Aydın 

Ekim 1993 yılında doğdu. Anadolu Üniversitesi’nde Felsefe, ardından İstanbul Üniversitesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü’nde okudu. Darülbedayi Şehir Tiyatrosu ve Şahika Tekand’ın Stüdyo Oyuncuları atölyesinde oyunculuk eğitimleri aldı. Oyuncu, yazar ve dramaturg olarak çalışmalar yapmaktadır. Dans, hareket ve fiziksel tiyatro çalışmaları yapmakta ve kuramsal eğitim çalışmaları yürütmektedir. Oyun eleştirileri, oyun metinleri ve edebiyat dergilerine öyküler yazmaktadır.


TEB Oyun Dergisi‘nin 51. sayısına buradan ulaşabilirsiniz.

Yazar Hakkında / Ümit Aydın

Lütfen birkaç kelime yazıp Enter'a basın

TEB Oyun sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin