Güneş Yerinde Hiçbir Şey Yolunda Değil: Hamlet ve Succession

Nasıl ki düğünler, cenazeler, hastalıklar ve doğum günleri bir araya gelme işleri ise tiyatro da bir araya gelme ve bir toplanma işidir. Ancak amaç birliğinden yoksun bir şekilde bir araya gelerek hiç tanımadığımız insanlarla yan yana oturmanın kimseye bir şey yaptıramayacağı da açıktır. Kurgusal metinlerde de bir amaç doğrultusunda bir araya getirilen karakterler, ortaya çıkan duygular ve durumlar sayesinde seyirciler üzerinde dönüşüm sağlanabilir. Bu, “Dünyayı değiştirecek olan şey filmler değil, o filmleri izleyen insanlardır.’’[1] ya da “Asıl oyun, oyundan çıktıktan sonra başlar.’’[2] cümlelerini hatırlatır.

Kurgusal tüm metinlerde bir amaç etrafında (yazarın ya da yönetmenin amacı) karakterler bir araya getirilir, olay örgüsü tasarlanır ve replikler yazılır. Tiyatronun yeni ufuklar açmak, yeni düşünme biçimlerini mümkün kılmak ve en temelde meramını anlatmak için kurduğu bu dünyadaki hiçbir element tesadüf olamaz. Tıpkı Hamlet’in ilk repliğinin “I’m too much in the sun.’’ [3] olmasının tesadüf olmadığı gibi. Bunun yanı sıra kurgusal bir metinde, karakterlerin bir araya getirilmesi gibi bir araya getirilmemesi de bir şeyler anlatabilir. Tıpkı Hamlet metnini kaynak alan Succession dizisinde otorite figürü Logan Roy’un, aslında kendisini yıkabilecek güçte olan çocuklarını sevgi kırıntıları [4] ile kendine bağımlı hale getirmesi ve neredeyse dizinin her sezonunda çocukları arasından yeni bir varis seçmesi sonucunda onların iletişimini sürekli olarak parçalaması gibi. Böylelikle çocuklarının yan yanalığına engel olur ve her seferinde otoritesini daha da güçlendirerek zor durumlardan çıkar. Succession’ın alametifarikaları elbette bir narsistin etrafındakileri nasıl manipüle ettiğiyle sınırlı değil. Olay örgüsü ve karakterleri alıştığımız dramatik konvansiyonların dışında olan her yapıma Shakespearean benzetmesinin yapıldığı bir dönemde yaşasak da Succession, Hamlet’e gerçek atıflar taşıyan ender yapımlardan biridir. Bu yazıda bu iki kurgusal eserden yola çıkarak otorite figürlerinin amaç birliğini amaçları doğrultusunda kurgulayabileceklerini ve/veya yok edebileceklerini, bir araya gelme unsuru üzerinden güneş motifinin yardımıyla inceleyeceğim.

Succession ve Hamlet

Roy Kardeşler: Roman, Kendall ve Shiv. Kaynak: HBO

Tarih boyunca tiyatro ile toplumun sık sık bir araya geldiğine ve bu doğrultuda tiyatroya çeşitli misyonlar yüklendiğine şahit olduk. Dolayısıyla toplumun yaşamını belirli bir çerçevede sınırlandırmak amacıyla tiyatronun şekillendirilmesi yine aşina olduğumuz bir konudur. Konunun dikkat çeken sürecini Orta Çağ’da arayabiliriz. Tiyatroyu yasaklayan çağın otorite figürü kiliseler, İncil’in anlaşılmasını kolaylaştırmak için tiyatro yasağını kaldırırlar ve böylelikle de kilise tiyatroları yaygınlaşmaya başlar. Bu nedenle de tiyatronun, o zamanın otorite figürleri tarafından sınırı çizilmiş, özgür temsil imkânı ve arzusu taşımayan bir aradalığa işaret ettiğini söyleyebiliriz. Çünkü otorite figürleri, amaçları doğrultusunda halkı bir araya getirip onların “sadece tiyatro seyreden insanlar’’ olmasının önüne geçmek ve onları yönlendirmek istemişlerdir. Bu yaklaşımı kurgusal metnin yaratıcı yazarının tutumuyla koşut düşünmek isterim. Çünkü bir otorite olarak yazar da amacı -önermesi- etrafında dünyasını şekillendirmeye başlar. Bu dünyada hiçbir fazlalığın veya eksikliğin olmaması gerekir. Her karakter ve hatta her replik önermeye hizmet etmelidir. Kurulan bu dünyada böyle bir başarı varsa metnin yazımından yüzyıllar sonra bile metindeki replikler başka yapıtlar tarafından kaynak alınabilir ve tüm anlatıyı kaynak metindeki bir cümle şekillendirebilir. Kaynak metni yer yer aşan çağdaş bir yorum getirildiğinde bile kaynak eser daima erişilmez bir noktada olmaya devam eder çünkü ona atıfta bulunan her kurgusal eser, onun paltosundan çıkmıştır bir nevi. Hamlet ve Succession arasındaki ilişki de şüphesiz böyle bir ilişkidir. Succession’ın yaratıcısı ve baş yazarı (otorite figürü) Jesse Armstrong, önermesini açığa çıkaracak karakter olarak Logan Roy’u seçmiştir. Otorite figürü Logan Roy, görevini başarılı bir şekilde yerine getirir ve çocuklarının bir araya gelmesini engeller. İki metin arasındaki ilişkinin detaylarına girmeden önce -adet olduğu üzere- konu özeti yaparak devam etmek istiyorum. Succession, cruise gemilerinden haber kanallarına, eğlence parklarından film stüdyolarına kadar uzanan Waystar Royco şirketinin sahibi Logan Roy’un, geçirdiği rahatsızlık sonrası şirketi hangi çocuğunun devralacağını konu ediniyor. Dört çocuklu Logan, ilk eşinden olan oğlu Connor dışında sırasıyla Kendall, Roman ve Shioban (Shiv) adlarında iki oğlan, bir kız çocuğa sahip. Olay örgüsü de çoğunlukla bu üç çocuk arasında geçiyor ve dizi boyunca seyircilere varisi, bu üç çocuk arasından araması alttan alta söyleniyor. Succession’ın özetinden sonra bu yazının ana eksenini oluşturan güneş motifini doğru yorumlayabilmek için Hamlet metninde bu motifin ne ifade ettiğini anlamak gerektiğinden yine kısa bir özet yapma gerekliliği doğar. Hamlet, babasının ölümünden sonra hüküm süren amcası Kral Claudius’un ve annesi Kraliçe Gertrude’un hızlı gelişen evliliğinden rahatsızdır. Bir gece, babasının hayaleti Hamlet’e görünür ve onu, ölümünün intikamını alması için kışkırtır. Hamlet, Claudius’un gerçekten babasını öldürüp öldürmediğini araştırmaya başlar. Bu süreçte sevdiği Ophelia’yı kaybeder, ailesi ve çevresindekilere oyun oynamak zorunda kalır. Oyunun sonunda Hamlet ve Claudius ölür; Danimarka Krallığı, Norveç Prensi Fortinbras’a kalır.

Tiyatro tarihinin en ikonik karakterlerinden biri olan Hamlet’in her söylediği ilgi uyandırsa da ağzından çıkan ilk cümle çok etkileyicidir. Annesi ve amcasının düğününde kendisine yöneltilen soruları “I’m too much in the sun.’’ [5] cümlesi ile karşılayarak yüzeyde bu evliliğe ve aile ilişkilerine rahatsızlığı, derinde ise yaygın görüşlere göre farklı konulara işaret eder:


1) “Sun’’ı (güneş), “son’’ (oğul) olarak düşünürsek “Eskiden sadece kral ve kraliçenin oğluydum, şimdi yeni kral olan amcam da bana oğlum diyor. Çok fazla ebeveyn var.’’ anlamına gelebilir. [6]
2) “Sun’’ı (güneş) temel anlamıyla düşündüğümüzde ise Hamlet’in içinde bulunduğu melankolik ruh durumunu anlatan bir ifade olur. O yıllardaki inanışa göre güneşin böyle bir etkisi olduğu düşünülüyordu. [7]
3) “Sun’’ı (güneş), “son’’ (oğul) anlamıyla düşündüğümüzde ise babasının oğlu olan Hamlet’in onun ölümünü kolayca unutamayacağını ve hızlı gelişen bu evlilikten rahatsızlığını ifade eder. [8]
4) Genel bir gösterge olarak ‘’sun’’ı (güneş) düşündüğümüzde ise Danimarka Krallığı’nın bir sembolü olarak ele alabiliriz. Hamlet, tahta çıkmaya yakındır ve bu cümleyle amcasına bir gözdağı vermektedir.


Succession evreninde de güneş motifinin yukarıdaki yaygın görüşlerden krallık sembolü olarak güneş ve güneş ile -krallıkla- yakından ilişkisi olan oğul anlamlarında kullanıldığını görebiliriz. Güneş motifi, Roy kardeşler arasındaki ilişkinin yavaş yavaş parçalanmaya başladığı en çarpıcı sahne ile zihnimizde yer etmeye başlar: Roy ailesinden birinin işlenilen suçları üstlenerek kurban edilmesi ve cezaevine yollanması gerekmektedir. Logan, oğlu Kendall’ı hapse göndermesini makul bir zemine oturtmak için eşi Marcia’dan dinlediği İnka hikâyesini anlatmaya başlar. Tam da bir narsiste yakışır şekilde duygusal yönden oğlunu manipüle etmeye çalışan Logan’ın bu hikâyesinde İngiliz bir senarist, yüzyıllar önce başka bir İngiliz tarafından yazılmış bir metindeki güneş motifinden hareketle diziyi okumamızı istiyor. Hikâyede İnkalar, korkunç bir kriz döneminde güneşe (sun) bir çocuk (son) feda ederler. Logan, hikâyeyi kendisine anlatan Marcia’ya bunun vahşilik olduğunu söyler ve Marcia da ‘’Güneşin yeniden doğması için başka kimi feda edebilirsin ki?’’ [9] der. Yani Kendall (son), krallık (sun) için feda edilecektir. Buradaki dramatik ironi bölümün sinematografisine de yansıyor ve Logan’ın Kendall’ı feda ettiği bu bölümü sarı renk paleti ile izliyoruz. Bu, Succession’ın motifler aleminde krallık için bir fedanın olacağı ve krallığın bu sayede yaşayacağının işaretidir. Çünkü güneş, krallığın ve evlat olmanın simgesidir tıpkı Hamlet’te olduğu gibi.

Kendall’ın feda edildiği bölümden (2. sezon, 10. bölüm) renk paletine örnek bir sahne. Kaynak: HBO

Güneş motifi, Logan’ın Kendall ile şirket hissedarı Josh Aaronson’ı ikna için gittikleri sahnede de karşımıza çıkıyor. Logan, yürüyüş ve sıcak havanın etkisiyle fenalaşınca Kendall’ın Aaronson’a açıklaması aynen şu şekilde oluyor: ‘’Too much sun.’’ Sahnenin bağlamını göz önüne alıp Türkçe’ye çevirirsek ‘’Güneşte fazla kaldı da.’’ yanlış bir çeviri olmaz sanırım. Yani Logan, krallığın başında çok kalmıştır ve artık sona yaklaşmışızdır. Tıpkı Hamlet’in içinde bulunduğu durumdan rahatsızlığını ifade etmesi gibi bu sahnede de güneş, rahatsızlığın bir ifadesidir ve güneşin (krallığın) kendisi bile artık Logan’a rahatsızlık vermeye başlamıştır. Aynı zamanda güneş motifinin Logan’ın anlattığı hikâyedeki bağlamını düşündüğümüzde ise bu sahnedeki replik, Logan’ın çok fazla evlat feda ettiği anlamına da gelmektedir. Gerçekten de dört sezon boyunca sırayla evlatlarının ağzına CEO’luk balını çalan Logan, hepsini amaçları doğrultusunda kullanıp onlarla yakınlık kuruyor. Bu yakınlığı kızı Shiv, cenaze konuşmasında şöyle tanımlıyor: ‘’İçeri girdiğinizde sıcaktı, güneş gibiydi.’’[10] Bir kez daha güneş motifi ile Logan’ın kurduğu yakınlığı dramatik düzleme, çocuklarını fedaya hazırlamak için yaptığı bir eylem çizgisine oturtuyoruz. Logan’ın kurduğu bu yakınlık, krallık için sıcak ilişkiler kurmasını gerektiriyordu ancak krallık için bunu yapmasına gerek olmadığında ise soğuk ve mesafeli biriydi. Gerçekten de Logan, hangi çocuğunu seçerse onunla yakın ilişki kuruyor ve işi bittiğinde ise ona mesafeli davranmaya başlıyordu. Örneğin Shiv’e CEO’luk teklif ettiğinde onunla kutlama için şampanya içiyor, ona CEO’luğu vermeyeceğinde ise kötü davranmaya başlıyordu. Bu döngü sürekli devam ediyordu. Bu sahnelerde Roy kardeşler, birbirlerine açıktan düşmanlık etmeseler de günün birinde CEO olacaklarına sürekli olarak inandırıldıkları için gerçeklik algıları ve ilişkileri de sürekli parçalanıyordu. Ancak tüm bunlara rağmen birbirlerine muhtaç oldukları durumlarda bir şekilde bir süreliğine yan yanalığa kendilerini ikna edebilseler de rasyonel düşünemedikleri ve doğru akıl yürütemedikleri için bir araya gelmeleri pek mümkün olmuyor. Örneğin her şeyi konuşmuş ve Kendall’ın yeni CEO olacağını planlamışlarken Roman’ın oylamanın yapılacağı gün ‘’Neden ben değilim?’’[11] diye sorması ve Shiv’in Kendall’ın CEO olması yönündeki kararını değiştirmesi aslında onların bir kardeşten çok rakip gibi yetiştirildiğini gösteriyor. En nihayetinde bu durum, yaşarken bu düzeni yaratan Logan’a; sonrasında ise Waystar Royco’nun düşmanlarına yarıyor ve ortada parçalanmış bir kardeşlik ağının yanı sıra bir daha hiç iyileşmeyecek derin yaralar kalıyor. Final sahnesinde Kendall banka otururken feda edildiği bölümün renk paleti hatırlatılırcasına -çünkü yine feda edilmiştir- sapsarı bir güneş ışığı bizi karşılıyor. Bu sahnede güneş -yani krallık- Kendall’ın gözleri önünde batmak üzeredir. İlk sezonun ikinci bölümünde piyasaların açılmasını beklerken ise gözleri önünde güneş doğmak üzereydi. Güneş motifinin Waystar Royco Krallığı’nı simgelediği daha ikinci bölümde bizlere söylenmiş. Dizinin finali de bu duruma benzer şekilde yine daha önceden güneş göstergesi kullanılarak sezdirilmişti. Shiv, GoJo ile pazarlıklar yapılırken yeni krala (Tom’a) ‘’Ayakların güneşe bakıyor.’’[12] demişti.

Final Bölümü (4. sezon, 10. bölüm) son sahneden Kendall Roy. Kaynak: HBO

Bir araya gelseler de yan yana duramayan, yan yana gelseler de amaç birliği olmayan Roy kardeşlerin bu durumu ile dizinin önermesi açığa çıkar. Jesse Armstrong bize şunu der: Ebeveynleriniz zenginse de yoksulsa da sorun yok. (Aslında bir sorun ama şimdilik kulak arkası edelim.) Ebeveynleriniz toksikse ciddi bir sorununuz var. Eğer böyle bir aileye sahipseniz yine de üzülmeyin, iyi bir haberim var. (Önermenin bu kısmını karakterlerden Connor Roy son sezonda doğrudan söylüyor, dizinin zayıf taraflarından biri olduğunu düşünüyorum.) Kendi hayatınızı kurarsanız -Connor gibi bağımsız ya da dizinin başında kendi işini yapan Shiv gibi olursanız- sınır çizmiş ve kurtulmuş olursunuz. Yani Armstrong, aslında tüm psikologların söylediğini söylüyor: Sınır çizin. Toksik ebeveynlere ve otorite figürlerine sınır çizince aynı mağduriyetleri yaşadığımız kardeşlerimizle bir araya gelebiliriz. Aksi takdirde otoritenin kendisi ilişki ağlarını parçalayarak bir araya gelme biçimlerini profesyonelce engelleyecek ve güçlü olan hep güçlü kalacak. Bu durumda yalnızca otorite figürlerinin yönlendirmesi ile bir araya gelebileceğiz, kendi arzumuzla değil. Dolayısıyla güçlü olanın tahtını sarsmak için rasyonel temelde bir araya gelmeye ve ‘’biz’’in içinde hiç kimsenin kaybolmadığı yeni ifade biçimlerine ihtiyacımız var. Otorite figürlerine rahatsızlık verecek güneşi birlikte böyle yaratabiliriz. Elbette altında bizim olmadığımız bir güneşten söz ediyorum.

1.sezon, 2. bölümde Kendall Roy, güneşin doğuşunu seyrediyor.

‘’Sun’’ı ve ‘’son’’ı yaratan Logan Roy, ilişkileri parçalayarak kardeşlerin bir araya gelmesini engelliyor. Ancak bu işi kan davasına dönüştürmek gibi net bir kırılmadan ziyade çağdaş kurgusallığa yakışır bir biçimde buluşmalar esniyor. Çağdaş kurgusallıkta büyük trajediler kırılmadan esnemiş ve modernleşerek grileşmişti. Adeta kendi sınırlarını çizen çağdaş kurgusal eserlerde insanın trajedisi kendini öldürmek değil, çok daha fazlasıydı. Hamlet ölür, Claudius ölür ama Kendall Roy ölmez. Çünkü ölmekten beter olur. Kendi ağzıyla CEO olmazsa öleceğini söyler ve olamaz. Roman Roy, başladığı noktaya çok daha kötü bir biçimde döner. Shiv Roy, özgürlüğünü kaybederek evliliğine ve anneliğine sıkışır. Görünüşe bakılırsa trajedi artık ölümle sonlanmıyor, geleceğe taşınarak kafamızın içinde sürekli devam ediyor. Succession, yüzyıllar geçse de Shakespeare’in bıraktığı mirasın derinleşerek nasıl güçlü hikâyeler doğuracağını kanıtlayan bir dizi olarak yeni bir bir aradalığa işaret ediyor: Güneş varsa sorun var. Gölgede buluşalım.

Dipnotlar

[1]  Polonyalı film yönetmeni Krzysztof Kieślowski’ye ait olduğu iddia edilen söz.

[2] Çok kullanılan bir ifade olmasına karşın kaynağı bilinmemekte olan bu sözün anonimleştiğini varsayıyoruz.

[3] Repliği, ileride detaylıca inceleyecek olsam da şimdiden buradaki dramatik ironiye dikkat çekmek faydalı olabilir. İngilizcede güneş anlamına gelen ‘’sun’’ kelimesi ile oğul anlamına gelen ‘’son’’ kelimesinin okunuşu aynıdır.

[4] Logan Roy, çocukları başta olmak üzere etrafındakileri manipüle eden bir narsisttir. Çocuklarıyla ilişkisi çıkarlarına dayandığından onları sevgi kırıntıları ile yönlendirir. Çocukları da gerçek sevgiden mahrum kaldıklarından her seferinde bu kırıntıları almak için onun maceraya çağrısına kulak verirler ve Logan da istediğini almış olur.

[5] Hamlet’in repliği ‘’Not so, my lord; I am too much i’ the sun.’’ şeklindedir. Sabahattin Eyüboğlu çevirisi ise şöyle: ‘’Hiç de değil, efendimiz, güneşin yanı başındayım.’’ Bu çeviri Hamlet’in ‘’sun’’ ifadesini, Danimarka Krallığı’nı ve taht sırasını işaret eder biçimde ‘’güneş’’ anlamında kullandığını düşündürtüyor. William Shakespeare. Hamlet. Çev.: Sabahattin Eyüboğlu. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2020, s. 11.

[6] Terri Mategrano, Shakespeare’s Hamlet, Hungry Minds Yayınları,  Sidney Lamb (ed.),  s. 48.

[7] A.g.e., s. 48.

[8] A.g.e., s. 48.

[9] “What could you possibly kill that you love so much it would make the sun rise again?’’ (S2, B10)

[10] “When he let you in, when the sun shone, it was warm. It was warm in the light.’’ (S4, B9)

[11] “Why isn’t it me?’’ (S4, B10)

[12] “Your shoes are like looking at the sun.” (S4, B5)


Yaren Çiçek
1998’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi’nde Sosyoloji ile Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji bölümlerinde çift anadal yaptı. İçerik yazarı, içerik editörü ve yapay zeka diyalog tasarımcısı olarak çalıştı. Tiyatro üzerine yazıları, oyun ve film-dizi eleştirileri çeşitli platformlarda yayımlandı. Yapay zekanın oyun yazarlığı ve senaryo yazarlığına etkileriyle ilgileniyor. Şu anda sanat girişimi ve film projeleri üzerinde çalışıyor.


TEB Oyun Dergisi’nin Buluşmalar sayısına ulaşmak için: TEB Oyun / Buluşmalar

Yazar Hakkında / Yaren Çiçek

Lütfen birkaç kelime yazıp Enter'a basın

TEB Oyun sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin