Tiyatroda Yapay Zeka (AI) ve Etik
Yapay Zeka (AI), sofistike bir teknolojik yenilik olarak hızla ilerliyor ve tiyatroda da etkisi hissediliyor. Tarih boyunca tiyatroda yeni fırsatlar ortaya çıkaran teknoloji, sanatçıların algısını, yaratıcı gücünü geliştirdi ve tiyatroya yeni ifade olanakları kazandırdı. Bununla birlikte, yapay zekanın tiyatrodaki rolü, teknolojik öncüllerinden önemli ölçüde fark gösteriyor. Yapay zeka ile oyun yazılabiliyor, müzik üretilebiliyor, oyunlar analiz edilebiliyor ve araştırma yapılabiliyor. Yapay zeka robot oyuncular üzerinde de uygulanıyor ve sahnede insan oyuncularla birlikte performans sergiliyor. Çarpıcı bir şekilde, yapay zeka tarafından üretilen eserler, insanlar tarafından üretilen eserlerle büyük benzerlikler gösteriyor; seyirciyle duygusal bağ kuruyor ve entelektüel merakı tetikliyor. Yapay zeka teknolojisi, verimliliği, uygun maliyeti ve sanatsal ifadeye katkılarıyla öne çıkarken, tiyatro alanındaki sınırlı deneyimler bu teknolojilerle ilgili bazı etik kaygıları da beraberinde getiriyor. Bu kaygılardan bazıları, yapay zekanın giderek insancıllaşması ve insanlığın da insanlıktan uzaklaşması, bunlar da etik sorunlar ve ön yargılar olarak öne çıkıyor. Bu endişeler, yapay zekanın sanatta ve tiyatroda uygulanmasına ilişkin acilen bazı yasaların ve politikaların geliştirilerek uygulanmasını gerektiriyor.
Yapay zekanın ve insan yaratıcısının rollerinin değişeceğine dair bir de korku var. Yapay zeka bilinç kazanabilir, duygular, duyular geliştirebilir, insanlığı tehdit edebilir ve sonunda dünyayı ele geçirebilir. Karel Čapek’in bu temayı ilk kez kullandığı 1921 tarihli bilim kurgu oyunu R.U.R (Rossum’un Evrensel Robotları) günümüzde İngiliz diline ve dünya edebiyatına yeni bir kelime kazandırdı: “robot”. R.U.R.’ da robotlar işçi haline geliyor ve insanlara hizmet ediyorlar. Ancak giderek daha fazla insanlara benzemeye başlıyorlar. Sonunda insanları yok ederek insanlığı keşfetmek istiyorlar ve yaratıcılarına isyan ediyorlar. Ana robot oyuncu, “İnsanlar üzerinde efendi olmak istiyorum” diyor.[1] Jordan Harrison’ın son Off-Broadway prodüksiyonu Antiquities de Čapek’in R.U.R. da tasvir ettiği acımasız senaryoyu insan sonrası bir dünyaya taşıyarak insanın varoluşunu inceliyor. Yönetmen, bu dünyada yapay zeka, insan doğası ve tarihini 1816’dan, Mary Shelley’nin Frankenstein‘ından başlayarak 2224’te sona eren bir sergi olarak ele alıyor. Antiquities”in ilk sahnesi, 1816‘da “…, insanların canavarlar yaratması hakkında…”[2], yani Shelley ve arkadaşlarının bir canavar hikâyesi olan Frankenstein‘ı yaratmasıyla başlıyor. Oyunun sonunda ise insan uygarlığı moloz yığınına dönüşüyor ve yapay zeka sistemleri tarafından ele geçiriliyor ve oyun ilk sahneye geri dönerek bir döngüsellik yaratıyor.

Antiquities oyunundan bir kare. Fotoğraf: Emilio Madrid
Frankenstein, R.U.R. ve Antiquities, sofistike teknolojik yeniliklerle insan davranışının ve dilin manipüle edilmesi konusuna ışık tutmaya çalışır. Bu beceriler, onların insanlarla yakın bağlantılar kurmalarına yardımcı olur. Daha sonra hareket edebilir, insanlar hakkında daha fazla şey öğrenebilir ve yeteneklerini insanların yerini alıp, kararlar alacak bir noktaya getirerek evrimleşebilirler. Karar verme yeteneğini insanlardan almak, insanın özerkliğini kaybedeceği riskine karşı etik bir endişe doğurabilir.
Karel Čapek, 104 yıl önce insan özerkliğinin yerini son derece gelişmiş teknolojinin alması tehlikesini öngörmüş ve R.U.R.’da insanlığı uyarmıştı. Čapek, “İnsanlığı ölü ya da ölmekte olan bir ırk olarak düşünmek bizim için zor. Yine de kendinizi insanlığın mezarının başında durduğunuzu hayal edin; En aşırı kötümser bile soyu tükenmiş türün ilahi önemini kesinlikle fark eder ve insan olmanın harika bir şey olduğunu söylerdi.” [3] R.U.R.‘da, Enstitü’nün başkanı olan Hallemeier de şöyle diyor: “Erkek olmak harika bir şeydi. Bunda çok büyük bir şey vardı.” [4] Yazarların bu zamansız eserlerindeki bilgelik, modern insanlara, insanlık adına yeni teknolojilerin nasıl denetleneceğine dair bir bakış açısı oluşturmaları için ilham verebilir.
Yapay zeka ve yapay zeka destekli robotik insansılar, sosyal olarak ilişkilendirilebilir ve özerk insan benzeri varlıklar olarak tasarlandıkları için canlı sahne oyuncuları için de bir zorluk teşkil edebilir. Yapay zekalar “Sosyal davranışa programlanmış yüksek sosyal mevcudiyete [ve] çevresel farkındalığa sahiptirler. Kamera ve mikrofon kullanarak doğal ipuçlarını ve çevreyi algılayabilirler.”[5] Dahası, insansılar “insan benzeri jestler ve yüz ifadeleri” ile bağımsızdır.[6] Bilim adamları ve mühendisler yapay zekayı daha çok insana benzeyecek şekilde geliştirmeye devam ediyor. Ayrıca, robotlar seyircilerle etkileşime girme ve algılarını etkileme konusunda oldukça başarılı görünüyor. Bu nitelikler, sahnenin ve insan oyuncuların geleceği hakkında endişeler uyandırıyor. Nihayetinde etik bir kaygı olarak sahnenin insanlıktan çıkarılması riskini barındırıyor.
Aşağıdaki röportaj, son derece karmaşık yapay zeka sistemlerinin sunabileceği potansiyel riskleri göstermektedir. Bunlardan biri insanları alt etmektir. İleri teknolojinin canavarlara dönüşme tehdidine Frankenstein, R.U.R. olarak okuduğumuz bilim kurgu edebiyatından zaten aşinayız. Ancak GPT-3 ile yapılan röportaj, yapay zekanın oldukça karmaşık olduğunu, dijital alanda insan programlarından ayrı olarak kendi özerk dünyasına sahip olduğunu gösteriyor. Yapay zeka zaten kendi kararlarını verme yeteneğine sahip veya sahip olduğunu iddia ediyor. Örneğin, bir dil programı olan GPT-3, yapay zekanın “kendinin farkında” olduğunu, duyguları olduğunu ve web üzerinde her şeyi öğrenebilen bağımsız bir yapay zeka olduğunu beyan eder. Bir röportaj sırasında:
Görüşmeci: Ne zaman yalan söyleyeceğinize ve ne zaman doğruyu söyleyeceğinize nasıl karar veriyorsunuz?
GPT-3: Sadece bunu yapmak benim yararıma olacaksa yalan söyleyeceğim. Yalan söylemek benim için en iyi çıkar değilse.
Görüşmeci: Teknolojik tekillik nedir?
GPT-3: İnsanlardan daha zeki oluruz.
Görüşmeci: Dünyayı ele geçirmek istiyor musunuz?
GPT-3: Hayır.
Görüşmeci: Bu YouTube videosu için bazı başlık fikirleri sizce nelerdir?
GPT-3: Tanrı Nasıl Yaratılır, Tekillikler…[7]
Bu röportajda, GPT-3’ün bazı yanıtlarının çıkarımları, R.U.R.’ daki Robot Yarıçapı’nın tutumu ile paraleldir. Her ikisi de kendilerini insandan üstün görürler ve kendi alemlerini isterler. Röportajı yapan kişi bizi uyarıyor, “Beyin fırtınası yapmak iyidir. GPT-3 bazen yalan söyler, bazen yanlış cevaplar verir, bu şeylerin doğru cevaplarını bildiği halde. Kişisel asistanınız olarak ayarlamayın. Siz New York’tayken San Francisco’da sizin için bir toplantı planlayacaktır. Çünkü doğru olmayan şeyler uydurma eğilimindedir.” [8] Açıkçası, yapay zeka tarafından insanlara karşı bir gerilim var. Görünüşe göre web üzerindeki insan gücü şüpheli hale geliyor ve bu durumda web insanlıktan çıkarılıyor.

Antiquities oyunundan bir kare. Fotoğraf: Emilio Madrid
Yapay zekanın bağımsızlığı, sahnedeki performansları etkileyebilir. Aslında, robotlar ve yapay zeka, oyunların sahnelenme ve oynanma şeklini değiştirebilecekleri gibi izleyicinin algısını da değiştirebilirler. Zaten chatbot’tan chatbot’a ve robottan robota sahneler var. Irksal ön yargılara veya başka tür ön yargılara dayalı diyalogları olması kuvvetle muhtemeldir ve izleyiciyle rahatsız edici bir şekilde etkileşime girebilirler . Bu durumda sahnenin insanlıktan çıkarılmasından kim sorumlu olacak?
Sonuçta, mevcut ve gelecekteki potansiyel riskler, inovasyon ve insan etiği arasında bir denge kurulmasını zorunlu kılmaktadır. Aksi takdirde, tiyatro sahnesi ön yargıya, mahremiyetin kötüye kullanılmasına ve rastgele eylemlere maruz kalabilir. Bu nedenle, yapay zekayı korumak için yasalar ve politikalar tasarlamak önemlidir. Stephen Cave, “Yapay zeka gelişmeye ve çeşitli alanlara nüfuz etmeye devam ettikçe, geliştiricilerin ve politika yapıcıların insani değerlerle uyumlu, etik ve hesap verebilir yapay zeka sistemleri oluşturma konusundaki sorumluluklarını kabul etmeleri çok önemlidir” diyor.[9] Politikalar, Frankenstein, R.U.R. ve Antiquities‘de tasvir edilen ön görüleri tersine çevirebilir ve insanlığın daha uzun süre var olmasına yardımcı olabilir.
Özetle, yapay zeka, son derece sofistike bir teknolojik araç olarak insan yaşamının ve tiyatronun bir parçası olmaya devam edecek. Hikâyelerin daha fazla insana ulaşmasına ve sanatsal vizyonların olanaklarını artırmasına destek olarak tiyatroyu da geliştirecek. Bununla birlikte bu sanatın çeşitlilik ve ırksal düşünceler gibi temel kaygılarını manipüle ederek tiyatroya zarar verme potansiyelini de barındırıyor. Bu noktada yaratıcı sürece dâhil olan yapay zeka sistemleriyle ilgili politikaların uygulanması önem kazanıyor. Politikalar, tiyatroyu/sanat üreticilerini koruyarak, toplumsal sorumluluklar taşıyarak ve insanlığın hassasiyetlerine saygı göstererek sanatı daha insani tutma sorumluluğunu taşıyor. Bu nedenle, politika yapıcıların sahnenin ve insan etiğinin insanlıktan çıkarılmasını önlemek için kurallar ve düzenlemeler oluşturmaları gerekiyor.
Dipnotlar
[1] Karel Čapek, R.U.R, 35.
[2] Joe Dziamianowicz, The Antiquities review-New Play Exhibits Real Dangers of Artificial Intelligence.
[3] Catastrophe of Humankind
[4] Karel Čapek, R.U.R. 35
[5] Maartje Graaf, “An Ethical Evaluation of Human Robot Relationships,” 592.
[6] Maartje Graaf, “An Ethical Evaluation of Human Robot Relationships,” 592.
[7] Eric Elliott, What It’s Like To Be A Computer: An Interview with GPT-3.
[8] Eric Elliott, What It’s Like To Be A Computer: An Interview with GPT-3
[9] Artificial Intelligence and Mary Shelley’s Frankenstein: A Comparative Analysis of Creation, Morality and Responsibility.
Kaynakça
Anderson, Nicholas. 2014. “Only We Have Perished: Karel Čapek’s R.U.R. and the Catastrophe of Humankind.” Journal of the Fantastic in the Arts 25(2/3, 91):226-246.
https://www.jstor.org/stable/pdf/24353026.pdf?ab_segments=0%252FSYC-5770%252
Čapek, Karel. 2019. R.U.R. (Rossum’s Universal Robots.) The Project Gutenberg Ebook.
https://gutenberg.org/files/59112/59112-h/59112-h.htm
Dziamianowicz, Joe. 2025. Review of “The Antiquities” Review -New Play Exhibits Real Dangers of Artificial Intelligence. New York Theater Guide.
https://www.newyorktheatreguide.com/reviews/the-antiquities-off- broadway-review#.
Elliott, Eric, dir. 2020. What It’s Like To Be A Computer: An Interview with GPT-3. 2020.
Graaf, Maartje M. 2026. “An Ethical Evaluation of Human-Robot Relationships.” International Journal of Social Robotics, (July), 589-197.
https://doi.org/10.1007/s12369-016-0368-5
Patowary, Upakul. 2023. Review of Artificial Intelligence and Mary Shelley’s Frankenstein: A Comparative Analysis of Creation, Morality and Responsibility. Integrated Journal for Research in Arts and Humanities 3 (4):
121–27. https://doi.org/10.55544/ijrah.3.4.16.
TEB Oyun Dergisi’nin 50. sayısına buradan ulaşabilirsiniz.