Suna Keskin: Tiyatro Sahnesinde 60 Yıl

Geçtiğimiz Eylül ayında 29. TEB Tiyatro Eleştirmenler Birliği Onur Ödülü (2020 – 2022) değerli sanatçı Suna Keskin’e verildi.  Ardından, İsmet Küntay Ödülleri’nde de 2022 yılı Emek Ödülü sahibi oldu sevgili Suna… 

Suna Keskin Biga doğumlu. 1961 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne girmiş. Burada, üç yıl Nurullah Berk’in öğrencisi olmuş. Akademi’nin Grafik Sanatları Bölümü’nden mezun… O yıllar, 1950’lerin sonlarından başlayarak gençlik tiyatrolarının etkin olduğu yıllar. Suna Keskin de amatör olarak Akademi Tiyatrosu’nda çalışmış ve de öğrenciliğinin son yılında onunla aynı okuldan mezun olan Erol Keskin’le evlenmiş. Aslında, Erol Keskin, Suna’nın Akademi’ye başladığı yıl bitirmiş Güzel Sanatları ve de Akademi Tiyatrosu’nda yapılmakta olan amatör tiyatro çalışmalarını yönlendirmek üzere sıklıkla davet edilmiş mezun olduğu okula…

1963-64 tiyatro sezonunda, Dormen Tiyatrosu’nda Montserrat oyunuyla profesyonel olan Suna Keskin bundan sonra yine Dormen’de Şahane Züğürtler, Bulvar, Dün Gece Yolda Giderken Komik Bir şey Oldu gibi komedi türünün başarılı örneklerinde rol almış.  Haldun Dormen’le çalışmanın bir ayrıcalık olduğunu şu sözlerle paylaşıyor sanatçı:  “Şayet bugün çok sevdiğim bu mesleği yapıyorsam, sahneye adım atma nedenim Haldun Dormen’dir. Ondan çok şey öğrendim ve kendisine minnettarım.”

Erol Keskin için çok anlamlı bir tanımlama yapar Suna Keskin ve “Benim konservatuarımdır” der.  “Her zaman söylediğim gibi; ben konservatuar mezunu değilim. Benim konservatuarım Erol Keskin’dir.  Tiyatro ahlakını, sahne adabını, alelade olmamayı,  seyirciye mutlaka güzel ve doğru şeyler ulaştırmayı Erol Keskin’de seyrettim.  Evlendiğimiz yıl, onun oynadığı bir oyunda ‘misafir’ olarak rol aldım ve o turnede Haldun Dormen’in teklifiyle Emanuel Robles’in Montserrat oyunu ile profesyonelliğe adımımı attım, ama bugün bile amatör hissederim kendimi. Böylesi daha hoşuma gidiyor.”

60 yılda altmışın üzerinde oyunda oynamış sanatçı. Dormen Tiyatrosu’ndan sonra hayatından gelip geçen tiyatrolar şunlar: Gen-Ar, Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu, Enis Fosforoğlu Tiyatrosu, Hadi Çaman 7 Tepe Oyuncuları, Nedim Saban’ın kurmuş olduğu Tiyatro Kedi… Son yıllarda Nedim Saban Tiyatro Kare’de oynuyor. Müziksiz Evin Konukları, Çelik Manolyalar, Ahududu uzun süre afişlerde kalan oyunlardan bazıları… Ayrıca, son dönemde Galata Perform’da Yeşim Özsoy’la bir çalışma yaptığından da söz ediyor Keskin, “Gençlerden yeni bir şeyler öğrenmekten müthiş keyif alıyorum” diyerek. 

Kısa sohbetimizi biraz gerilere giderek Gen-Ar yılları ile noktalıyoruz. Çünkü Suna Keskin’le orada tanıştık, orada arkadaş olduk. Benim yolumun çok kısa bir süre Gen-Ar’dan geçtiği bir dönemdi bu. Yollarımız ayrılsa da arkadaşlığımız baki kaldı… Şurası bir gerçek ki Gen-Ar küçük sahnesi ve salonuyla Beyoğlu’nun hareketli mekânlarından biriydi 1970’lere kadar.  Suna Keskin, “Gen-Ar’da Tuncel Kurtiz, Erol Günaydın, Cahit Irgat’la çok güzel bir beraberliğimiz oldu, Nazım Hikmet’in Yolcu’sunu oynadık birlikte… İlk Nazım oynayanlardan biriyiz Gen-Ar olarak” diye anlatıyor ve devam ediyor; “ İstanbul’da Yolcu kapalı gişe oynadı.  Öyle ki, sonunda Atlas Sineması’na geçmek zorunda kaldık. Ama ne yazık ki çıkmış olduğumuz Anadolu turnesinde 30 il ve ilçede vali ve kaymakam tarafından yasaklandı Yolcu!  Gurur duyuyorum bu oyunda oynamış olmakla…” Evet, daha sonra Biket İlhan’ın Mavi Gözlü Dev filminde Celile Hanım olarak rol alır Suna… 

Ve yine sevgili Suna Keskin’in sözleriyle bitiriyoruz bu güzel sohbeti: “Bu aşk olmasaydı hayatım bu kadar anlamlı olmazdı. O zaman YAŞASIN TİYATRO!” 

Bu yazı TEB Oyun Dergisi’nin 46. sayısında yer almıştır. Sayının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.